League of Legends League of Legends Haberleri

Batı Avrupa LCS 2015 1. hafta sonuçları

Bilindiği gibi bu hafta, hem Kuzey Amerika, hem de Batı Avrupa LCS’in ilk haftasıydı. Başlangıç haftaları genellikle “süper hafta” olarak adlandırılıyor ve normalde 5 maç olan haftalık takvim, süper haftalarda 10 hafta oluyor. Öncelikle Avrupa LCS’in toplu sonuçlarına bakalım; ardında da maçları incelemeye geçelim.

eu w1d1

Bütün haftanın en çok beklenen maçı ile, Elements-Fnatic maçı ile incelememize başlayalım. Maç sonucunda ortaya çıkan skor ve oyuncuların performansları şu şekilde oldu:fnc-el

Yasaklanan şampiyonlara bakacak olursak herhangi bir sürprizle karşılaşmadığımızı söyleyebilirim. RekSai yasağı zaten artık her ligde klasikleşmiş bir yasakken genellikle orta koridor şampiyonlarına odaklanılması, her iki takımın da karşı takımın orta koridor oyuncusuna ne kadar saygı duyduğunun bir göstergesi. Elements takımına baktığımızda kendilerini en rahat hissettikleri şampiyonları seçmiş olduklarını görebiliriz. Irelia’nın bu kadar popüler olmasının başlıca nedenlerinden birisi olan Wickd’ın ana şampiyonunu oynaması, bize takım kompozisyonu hakkında bilgi de veriyor. Aslında Elements’in planı açıkça görülüyor. Double shield ile Graves’i korumak, Wickd ile geriye doğru kaçarken rahat pozisyonda olmak. Ya da Jarvan ile takım savaşlarını başlatıp Lulu’nun ultisiyle beraber double knock-up ile CC’yi zincirlemek. Fnatic’in kompozisyonu ise tam bir “disengage” takımı. Xerath, Sivir ve Annie’nin muazzam “kite” yeteneğiyle takım savaşını başlatan değil, yöneten takım olmayı amaçlıyor Fnatic bu şampiyonlarla. Oyunun başlarında üst koridora kamp kuran ReignOver, maçın kazanılmasında büyük etken oynadı. Sadece Wickd’ı moralman yormakla kalmadı, aynı zamanda Irelia’nın toparlamasını da imkansız hale getirdi.

Fnatic takım olarak Elements takımından çok daha derli toplu gözüktü. Huni-ReignOver sinerjisinin üst düzeyde olduğunu gördük. Aynı zamanda neden Fnatic’in xPeke’den boşalan koltuğu Febiven ile doldurduğunu da gördük. Açık konuşmak gerekirse bu takım, peke-cyanide’lı son dönemlerindeki Fnatic’ten kat kat daha iyi gözüktü.

Maçın MVP’si tabii ki Yellowstar’dı. Eski Fnatic takımından geriye kalan tek oyuncu olan Yellowstar, Annie’nin mükemmel takım savaşı başlatma yeteneğini kullanarak bir çok gez aleyhte olan durumu takımın lehine çevirdi.

Maçın kısa özeti:

Günün ikinci maçı olan GIA-MYM karşılaşması ile devam edelim. Maç öncesi şampiyon yasaklamaları ve maç sonunda oyuncuların skorları şu şekilde gerçekleşti:

gia-mym

Bu karşılaşmada bizi bekleyen ilk sürpriz şüphesiz H0R0’nun Olaf seçimiydi. Olaf uzun zamandır profesyonel sahnede görmediğimiz bir şampiyon seçimi ve bunun nedenlerinden en büyüğü aldığı nerfler. Tabii ki kendisinin muazzam bir ultiye sahip olduğunu ve ormanda karşı takımın ormancısıyla karşılaştığında genelde çok fazla geride değilse 1v1 düelloları aldığını söylememizde fayda var.

Giants takımının yaptığı en iyi iş Mimer’ı sürekli demoralize etmekti. Oyun başı ilk kanı Renekton üzerinden döktüler. Koridora gelen bir baskın sonrası ise Werlyb gerekli özgüveni toparladı ve maç boyunca sürekli Mimer’ı koridorda uzakta tuttu. Burada PePiiNeRo’nun performansından da bahsetmek gerekir. Ne kadar yetenekli olduğunu ve ne kadar mekanik olarak iyi olduğunu maç içinde defalarca kanıtlasa da, karşısında takımla ilk resmi maçına çıkmış Blizer300’e karşı çok fazla bir üstünlük sağlayamadı. Aslına bakarsanız Ahri’nin biraz özgüveni olsaydı Leblanc için maç hiç de kolay geçmezdi. Fakat Giants Gaming takım olarak çok daha oturmuş bir görüntü sergiledi MYM’e göre. MYM’in en büyük sıkıntısı bana kalırsa ormancısı ve orta koridor oyuncusunda. Bu iki oyuncunun oyun içerisinde çok da fazla bir uyum sağlayamadığını gördük, en azından bu maç için. Giants Gaming’de üst koridor oyuncusu Werlyb ise, kendisine artık Jax verilmemesi gerektiğini gösterdi zira oyun içerisinde muazzam bir performans sergiledi.

Maçın kısa özeti:

Günün üçüncü karşılaşması olan CW-H2K maçı ile devam edelim. Maç sonu skorlar şu şekilde oldu:

cw-h2k

Kağıt üzerinde, şampiyon seçimleri üzerinden konuşursak, Copenhagen Wolves takımının bu maçı kolayca alacağını söyleyebilirdik. Büyük bir komboya sahip olan takım kompozisyonu, aslında CW’ye kolay bir oyun başı ve 30 dakika civarında da zafer kazandırmalıydı. Hiç de öyle olmadı ama. Oyun başı H2K’nin muazzam üst koridor kampıyla Gnar seçimi CW’nin ilk 20 dakika hiçbir işine yaramadı. Oyun başı 4 kill alan Odoamne ise gittikçe tanklaştı. Bu noktada alışık olmadığımız bir seçim de CW takımının orta koridor oyuncusu Soren tarafından yapıldı. Cassiopeia, uzun zamandır profesyonel sahneden görmediğimiz bir diğer şampiyondu. Aldığı iyileştirmeler sonunda Cassio’nun oynandığını görmek beni pek de şaşırtmadı ama.

Üst üste kill bulan H2K takımı, dakika 28’e kadar üstün oynadı. Dakika 28’de orta koridordaki son kuleyi de almak isterken kule altı dalmaları, kendilerine olan güvenin belirtisi gibi gözükse de, düpedüz salaklıktı. Oyun sonuna çok daha iyi bir şekilde tırmanan CW takımının kompozisyonu sayesinde oyun bir anda CW takımına doğru döndü. dakika 28’de 2-2-1 olan Cassio, oyunu 10-4-5 gibi muazzam bir skorla bitirdi.

Daha önceki yazımda da belirttiğim gibi CW takımının en büyük sıkıntısı oyun sonunu bir türlü getirememekti. Keza bu maç da 50 dakika sürdü. Baktığımıda H2K takımının da oyun sonuna tırmanışı hiç de fena değil. Fakat takımın orta koridoru Ryu’nun çekingenliği, hala takım ile uyumunu tutturamaması bana kalırsa H2K’ye maçı kaybettirdi. Yine de H2K’nin, en önemli oyuncuları Febiven’i takımdan gönderdiklerini de varsayarsak, çok iyi bir takım olduğunu söyleyebiliriz. Tek eksikleri Ryu ile sinerjilerini tutturmak.

Maçın özeti:

Günün dördüncü maçı olan SK Gaming-ROCCAT karşılaşması ile devam edelim. Maç sonu skorlar ve oyuncuların performansları şu şekilde gelişti:sk-roc

Bu maçı şahsen merakla beklemekteydim çünkü uzun zamandır profesyonel sahnede görmediğim iki oyuncuyu  izleme şansı doğdu. Bunlardan birisi Forg1ven, diğeri ise Nukeduck. Takım kompozisyonları ile devam edersek, SK Gaming meşhur Kore takımlarının kompozisyonu ile maça başlamışken Roccat takımının ise yakala ve öldür stratejisini benimsediğini görüyoruz. Bu noktada belirtmek istiyorum, Gnar-J4 kombosu hakikaten çok güçlü bir kombo ve genel olarak Gnar’ın ve J4’ün yasaklanmasının başlıca nedeni. SK için tek soru işareti Lucian seçimiydi. Fakat Lucian’ı Forg1ven’ın ellerinde görmek başka bir keyif verdi. Forg1ven 5-0-7 gibi temiz bir skorla oynayarak Avrupalı saldırı gücü taşıyıcılarına “taşıyıcı” rolünü hatırlattı. SK’nın yeni transferi Fox ise gayet iyi bir Kassadin performansı sergiledi.

Roccat takımında ise başlıca sorun Nukeduck’taydı. kendisinin skoru pek kötü gözükmese de oyun içerisinde etkinliği yok denecek kadar azdı. Oyun sonu aldığı Mejai eşyası ise tam bir felaket seçimdi. Overpow ise tam olarak üst koridor rolüne ısınamamış gibi gözükse de, onu ve Nukeduck’ı demoralize eden SK takımının bu noktada hakkını vermek lazım.

Maçın özeti için:

İlk günün son maçı olan Gambit-Unicorns of Love maçı ile devam edelim. Maç sonu skorları ise şu şekildeydi:

gmb-uol

Diamond’ın IEM Cologne’daki Sejuani performansı  UOL takımını korkutmuş olacak ki, şampiyon yasaklama sürecinde Sejuani yasağı gördük. Gambit takımının kompozisyonu ise oldukça ilginçti. Üst koridor oyuncusu Cabochard’ın Cassio seçimi akıllarda soru işaret oluşturdu. Alt koridor ikilisi P1noy-Eddy’nin ise  Graves-Annie gibi güçlü bir ikili seçimine karşılık Vardags-Hylissang ikilisinin Sivir-Leona gibi aynı güçte bir ikili seçimi vardı. Burda LoL hayranlarını şaşırtan bir diğer seçim ise PowerOfEvil’in Syndra seçimi oldu. Son patch’te yediği büyük nerflerden sonra kimsenin profesyonel sahneden Syndra oynayacağı düşünülmezken LCS’in ilk haftası karşımıza çıkması bir sürpriz oldu.

Aslında Cassio seçiminin o kadar da kötü olmadığını belirtmek gerekir. Gnar’dan gelen sürekli tacize karşılık aynı şekilde karşılık verebilecek bir şampiyon olan Cassio, koridorda hiç de fena iş yapmadı. Fakat J4 baskınları geldikçe zayıflığı ortaya çıktı. Yine de bu kadar CC ve baskıya karşılık Cabochard’ın 1-3-3 gibi gayet düzgün bir skorla oyunu bitirmesini takdir etmek gerekir. Gün içinde gördüğümüz Kassadin seçimlerinde sadece Fox başarılı olmuştu. NiQ de Kassadin seçimiyle orta koridora gitti fakat ilk kan parasını oyunun başlarında Syndra’ya vererek muhtemel üstünlüğünü kaybetti. Bu noktadan sonra da PowerOfEvil durdurulamaz bir performans sergiledi. 9-0-5 gibi bir skorla oyunu bitiren POE, resmen “istediğiniz nerf’ü getirin, yine de Syndra’yı oynayacağım.” dedi. UOL takımının orman oyuncusu Kikis ise genel olarak harita üzerindeki baskısını hiç azaltmayarak UOL’un kazanmasındaki en büyük etkenlerden birisi oldu.

İlk gün sonuçları böyleyken, şimdi ikinci gün maçlarına ve sonuçlarına geçelim. İkinci gün sonuçları şöyle oldu:

eu w1d2

Günün ilk maçı olan Meet Your Makers-SK Gaming maçı ile başlayalım. Maç sonu skorlar ve oyuncuların performansları şu şekilde oldu:

mym-sk

1. gün harika bir performans göstermiş olan SK’nın, bu maça da favori olarak çıktığını söylersek yanılmış olmayız. Double-ap kombosu ile bir takım kompozisyonu kurmak isteyen SK takımına karşılık MYM takımı ise Sivir ve Ahri seçimleriyle cevap verdi. SK takımı daha çok takım savaşına yönelik bir kompozisyon oluşturmuşken MYM  ise asasin odaklı bir takım kurmayı seçti. Bu maçta kilit eşleşme Cassio-Ahri eşleşmesiydi bence. İki şampiyonun da birbiri üzerinde büyük bir üstünlüğü yok kağıt üzerinde. Belki hareket kabiliyeti yönünden Ahri bir adım önde olabilir fakat ortada bir eşleşmeydi. Ne var ki daha takıma yeni alışmaya başlayan Blizer’e karşılık Avrupa’nın yükselen yıldızlarından Fox, bu eşleşmeyi Cassio’ya doğru çevirdi. Bu noktada yine Forg1ven’ın “taşıyıcı” odaklı oyununu da not etmek lazım. Bir önceki Giants maçına nazaran H0R0, SK maçında çok daha iyi bir performans sergiledi. Daha rahat olduğu Lee Sin ile oynamasının bunda elbette büyük etkisi vardır.

SK takımı ilk hafta sonunda çok daha derli toplu gözükü bana kalırsa. Orta koridor oyuncuları ve saldırı gücü taşıyıcılarını göndermiş olmalarına rağmen hiçbir zayıflık belirtisi göstermediler. MYM ise ormancı ve orta koridor pozisyonlarında hala sıkıntı yaşıyor. Blizer yetenekli bir oyuncu olabilir fakat kendine güven eksikliği onun sonu olabilir. H0R0 Kore’de kendini kanıtlamış bir oyuncu olsa da, sanıyorum ki dil problemleri yüzünden takım ile iletişimi çok kısıtlıymış gibi gözükmekte.

Maçın özeti:

Günün ikinci maçı olan Giants-Copenhagen Wolves maçı ile devam edelim. Maç sonu skorlar ve oyuncuların performansları şu şekilde oldu:

gia-cw

İlk gün oynanan Giant maçı ile ilgili “Werlyb’e Jax seçimini vermemeli karşı takım” demiştim. Welyb beni bir kere daha haklı çıkardı. Tıpkı bir önceki maçtaki gibi 2 kere baskına geldi Frederic. Bu iki baskın kill ile sonuçlanınca, Jax’ın Gnar’ı tek başına öldürmesi kolaylaştı. Bu sefer Giants takımının taşıyıcıları Pepi ve Werlyb oldu. Takımın alt koridoru Adryh ve Rydle çok fazla etkili olamadı genel olarak.

CW takımını değerlendirmeden önce, bir seçime özellikle değinmek istiyorum. Braum klasik destek oyuncusu sihirdar büyüsü seçimi olan “sıçra-tutuştur”u değil de “sıçra-çarp”(flash-smite)ı seçti. Çarp ne alaka diyebilirsiniz bir destek oyuncusunda. Aslında hiç de kötü bir seçim değil Çarp. Yeni gelen ormancı eşyalarıyla yavaşlatma özelliğini aktive edebildiğiniz Çarp’ın kullanım süresi 15 saniyeye kadar düşüyor. Bu da bir takım savaşında 2 defa kullanabilirsiniz demek. Fakat Unlimited Çarp’ın bu özelliğini kullanmaktansa, oyunun başında Frederic’i zorlayarak Kurbağa’yı çalmaya çalıştı. Fakat başarısız olduktan sonra da Çarp’ın yavaşlatma özelliğini kullanmadı.

CW takımı aslında kötü bir kompozisyona sahip değildi. Fakat şampiyonlarının getirdiği o “zone” özelliğini hiç kullanamadı. Gnar  ve Hecarim’in çok aktif olarak kullanılması gerektiği takım savaşlarında sürekli olarak savaş başlamadan yedikleri taciz ateşleriyle savaşa yarı canla girip etkisiz kalmak zorunda bırakıldılar.

Giants takımı, özellikle de Pepi ve Werlyb inanılmaz formda gözüküyor. Öte yandan CW takımının sıkıntıları hala çekingenlik ve oyun sonunu oynayamama üzerinde.

Maçın özeti:

Günün üçüncü maçı olan ROCCAT-Gambit Gaming maçı ile devam edelim. Maç sonu skorlar ve oyuncu performansları şu şekildeydi:

roc-gmb

İtiraf etmeliyim ki Gambit’in bu performansı beni oldukça hayal kırıklığına uğrattı. Roccat takımı double-ap kompozisyonunu seçmişken Gambit takımı daha güvenli olan “Jarvan başlangıcını bekle” kompozisyonunu benimsedi. Bu maçtaki en önemli eşleşme üst koridordaki Azir-Irelia eşleşmesiydi. Roccat, Irelia’nın Azir’i dağıtacağının bilincinde “lane-swap” yaparak Graves-Nami ikilisini üst koridora gönderdi. Gambit ise bu hamleye Edward’ı üst koridora göndererek cevap verdi. Ne varki lane-swap Roccat’in işine yaradı ve Irelia koridor üstünlüğünü tüm maç boyunca sağlayamadı. Bu noktada Overpow’ın Azir oyununu övmek gerektiğini hissediyorum. Jankos ve Overpow, hala aralarında bir sinerji olduklarını bu maç kanıtladılar bence.

Benim en büyük hayal kırıklığım ise NiQ üstünde gerçekleşti. Fizz bir kere geriye düştü mü tekrardan karşısındakini yakalaması çok zor olan bir şampiyon. Doğal olarak bir suikastçi olduğu için Zhonya eşyasını çıkması çok uzun sürdü. Bir şampiyonu tek yetenek kombosunda öldüremiyorsanız, dahası Zhonya’dan çıktıktan sonra bir yetenek hakkınız daha oluyor genelde kullanma süresine bağlı, Zhonya eşyasının bir anlamı kalmıyor.

P1noy ise kendisinden beklenildiği gibi gayet iyi oynadı fakat takımı, taşıyamayacağı kadar dağınık gözüküyordu.

Genel olarak Roccat takımının oldukça zamana var. Gambit maçını almış olsalar da kendilerine olan güveni tekrardan kazanmaları gerekiyor. Gambit takımının ise Roccat’ten çok daha fazla zamana ihtiyacı var. Zira hala bir standart oluşturulmadı. Hala oyuncuların istikrarı söz konusu değil.

Maç özeti:

Günün dördüncü maçı olan Fnatic-H2K maçı ile devam edelim. Maçın skoru ve oyuncuların performansları şu şekilde oldu:

fnc-h2k

Elements karşısında gözlerimizi kamaştıran Fnatic’in H2K maçına da favori çıktığını söyleyebiliriz. Takım kompozisyonu olarak agresif şampiyonları seçip daha çok takım savaşını başlatmaya yönelik bir kompozisyon kuran H2K’ya karşılık, Fnatic’in ise tam bir “turn around” kompozisyonu yaptığını söyleyebiliriz. Oyun başında Huni-ReignOver ikilisi Irelia’ya bir kill vererek dezavantajlı duruma düşse de, oyunun ilerleyen saatlerinde Irelia’yı kule altı alarak Odoamne’yi demoralize ettiler. Aslında Fnatic için gerçekten de üst düzey oynadığını söyleyebiliriz. Özellikle de bu maçta inanılmaz sabırlı davrandılar. H2K takımı ellerindeki tüm yetenekleri Yellowstar için harcadıktan sonra takım savaşlarını hep kendi lehlerine çevirdiler. Takımdan birilerini kaybetseler bile sürekli takaslarda önde oldular. H2K takımı sürekli birilerini takımdan ayrı yakalayıp öldürmek için uğraştı. Bunu hep başardılar da, yalnız bunu yaparken o kadar çok yetenek harcadılar ki takım savaşının devamında karşılık veremedikleri için hep kaybettiler.

Daha önce H0R0’nun oynamış olduğu Olaf, bu sefer de ReignOver tarafından oynandı ve söylemek gerekir ki H0R0’dan çok daha iyi oynadı. Febiven utility odaklı şampiyonlar dışında asasin şampiyonları da oynayabildiğini gösterdi. Fakat maçın yine MVP’si Yellowstar’dı. Muazzam Annie sersemletmeleriyle takım savaşlarını ya o başlattı, ya da savaşın seyrini Fnatic yönüne çevirdi.

H2K takımı bana kalırsa orta koridor oyuncularıyla iletişim sorunları çekiyor. Loulex-Odoamne ikilisi hiç de fena değil. Fakat bu takım içi iletişim tüm oyuncuları kapsamayınca olanlar oluyor.

Maç özeti:

Günün ve haftanın son maçı olan Unicorns of Love-Elements maçı ile incelememizi sonlandıralım. Maç sonu skorlar ve oyuncuların performansları şu şekilde oldu:

uol-el

Şampiyon seçimlerinde ilgimizi ilk çeken elbetteki Aatrox seçimi oldu. Uzun zamandır profesyonel sahnede görmediğimiz ormancının tekrar oynanması bizi sevindirdi. UOL takımı aslında J4-Orianna kombosuna sahip bir kompozisyonuna sahip olmasına rağmen onu kullanamadı. Özellikle de Orianna’yı oynayan PowerOfEvil, şöhretine yakışmayacak şekilde bir Orianna oyunu çıkardı. Orianna ultisini tutturmakta güçlük çeken POE benim hatırladığım 3 tane kritik ulti kaçırdı. Sivir-Thresh ikilisi ise oyuna hiç katkı sağlayamadı bana göre. Öte yandan Elements takımının kompozisyonu Graves-Blitz gibi güçlü burst potansiyeli olan ikiliyi barındırıyordu. Yine belirtmek istiyorum, Gnar seçimi bana kalırsa Batı Avrupa’da, Kore’de ya da Çin’deki gibi etken bir biçimde kullanılmıyor. Mega Gnar’ın zone efektini hiçbir takım şu ana kadar başarılı olarak kullanamadı. Rekkles neredeyse kendisiyle özdeşleşmiş olan Graves seçiminde 5-0-2 gibi muazzam bir performans sergileyerek yavaş yavaş lige ısındığını belirtti.

Fakat maçın kuşkusuz MVP’si Froggen’dı. Kassadin’i çok iyi kullanmakla kalmayıp, PowerOfEvil’in Orianna ultilerini tutturamamasının da asıl nedeni. 5-1-7 gibi domine eden bir skorla o da maçı tamamladı.

Elements takımı aslında çok da sağlam bir görüntü sergilememekte şu an. Takım savaşına girmeden önce çok tereddüt ediyorlar, özellikle de geride oldukları zaman. Fakat önde oldukları zaman da daha da güçlenmek için sürekli birilerini kovalamaktan caymıyorlar. UOL takımı ise bana kalırsa geleceği çok sağlam olan takımlardan. Kadrolarını bozmayıp takım sinerjisini devam ettirdikleri sürece gelişeceklerini ve daha da tehlikeli olacaklarını tahmin ediyorum.

Maç özeti:

İlk hafta sonunda Batı Avrupa LCS’deki puan durumu şu şekilde:

standings

League of Legends oyuncusu, aynı zamanda profesyonel sahnenin sıkı takipçisi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir