League of Legends

Fnatic: Disiplin, istikrar ve başarı

LCS tarihinde, sezonu yenilmeden bitirebilen tek takım var. Bu takım Sezon 1’de şampiyon olmuş, sürekli olarak Dünya Şampiyonası’na katılma şansı yakalamış ve oyuncuları efsanevi olmuş bir takım. Sözü geçen takım elbette Fnatic’ten başkası değil. 2015’in başında yıldız orta koridor oyuncuları ve nişancılarını kaybetmelerine rağmen Kış Mevsimi şampiyonu olmayı başaran Fnatic, Yaz Mevsimi’nde Rekkles’ı takıma geri katarak Kış Mevsimi’nden çok daha güçlü bir konuma geldiler ve ligi kayıpsız bitirmeyi başardılar. oynadıkları 26 maç sonunda sadece 2 defa yenilen takım (ki o da finalde, kendilerini zorlayabilecek tek takım olan Origen’di) gözünü Dünya Şampiyonası’na dikmiş konumda. Lig boyunca maç kaybetmemelerine rağmen değişik stratejileri ile takımın evrimleştiğini görmek, Fnatic’in tahmin edilenden daha güçlü ve karmaşık bir takım mekanizmasına sahip olduğunun en büyük kanıtı.

Holo Holo ve Huni

Fnatic’in, 2015 başında Soaz ve Cyanide’ı kaybettikten sonra, kimi getirirse getirsin başarıya ulaşamayacakları düşünülüyordu. Huni ve ReignOver’ın ismi açıklandıktan sonra herkes tabiri caizse “hayal kırıklığı”na uğramıştı. Kore’den iki oyuncu getirmenin takımı bitireceği düşüncesi, ikilinin ilk oynadıkları maç olan Alliance (şimdiki adı ile Elements) ile kayboldu diyebiliriz. Huni ve ReignOver, takımın dinamik ikilisi olduklarını sezon boyunca herkese kanıtladı ve ikili, Fnatic’in galibiyetlerinde büyük bir rol oynadı.

huni

Soaz’ın taşıyıcı üst koridor rolünde oynadığını biliyoruz. Huni’nin nasıl bir role bürüneceği merak konusu iken, oyuncunun Soaz’den çok takımı taşımayı istediğini, maçlardaki seçimleri ve skor paylaşımındaki payına bakarak görebiliriz. Öncelikle, belirtmek gerekir ki takımın 3 ana taşıyıcısı var. Karakteristik bir şekilde Febiven ve Rekkles bu listede bulunurken, Huni’nin 3. taşıyıcısı olması, hiç de şaşırılacak bir durum değil. 2015 Yaz Mevsimi’nde takımının aldığı 332 skorun 88’i Huni adına.

Evet, Huni takımını taşımak istiyor. Fakat oyuncunun sadece istemesi ile bu gerçekleşebilecek bir realite değil. İşin güzel tarafı ise Fnatic’in en azından koridor safhası için üst koridor odaklı bir takım olması. ReignOver ilk baskınını çok istisnai durumlar haricinde hep Huni’ye yapıyor. Yellowstar ise harita üzerinde baskın arıyorsa orta koridordan sonra kesinlikle üst koridora uğruyor. Febiven koridorunda minyon kaybetme pahasına Huni’ye yardıma gidebiliyor. Söylememiz gerekir ki Huni, takımının kendisine gösterdiği güveni boşa çıkartmadı. Koridor değişikliği uygulanmadıysa rakibine sürekli olarak baskı kuran oyuncu, 10. dakikada rakiplerine 174 altın farkı atarak tüm ligde bu istatistikte 2. sırada.

Huni sadece takımın taşıyıcısı değil, aynı zamanda takımın medyadaki yüzü olarak da görev almış durumda. Seyircilerin “Huni! Huni!” tezahüratından oldukça hoşlanan oyuncu, her maç öncesi “Bana skor verin. Bu maçı taşımam lazım.” diyebilecek kadar kendisine de güveniyor. Huni’ye gösterilen sevginin başlangıcı ise şu video olabilir:

Amiral ve Yardımcıları

Takımın geçirdiği mükemmel sezonun mimarları, daha doğrusu göz önündeki yıldızlar, şüphesiz Rekkles, Huni ve Febiven. Fakat bahsedilmesi gereken bir oyuncu var, ki o da Yellowstar. Takımın taşıyıcıları ve her mekaniği kusursuz işlerken, bunların arkasındaki “mastermind” şüphesiz Yellowstar. Belki takım koçu Deilor’dan fazla etkili olan oyuncu, şu anda Avrupa’da sayılı destek oyuncularından birisi.

Yellowstar profesyonel oyunculuk kariyerine nişancı olarak başlamıştı. Nişancı olarak hiç fena değilken, destek oyuncusu olarak harika yaratmakta şu an. Takımdaki en deneyimli oyuncu olan Yellowstar, Sezon 1’den beri profesyonel sahnenin içinde bulunuyor. Against All Authority ile Sezon 1’de final oynayan oyuncu, SK ve Fnatic takımlarında bir çok başarı elde etmiş durumda.

yellowstar

Yellowstar’ın takım için ne kadar önemli olduğunu anlatmadan önce, bir şeyi açıklamakta fayda var. Febiven, H2K’de iken Yükselme Ligi’nde kendisini kanıtlamış bir oyuncuydu. LCS orta koridor oyuncularına karşı hiç zorlanmadan koridorda kalan Febiven, hali hazırda Avrupa’nın en iyi 3 orta koridorundan birisi. Öte yandan Huni, profesyonel sahnede hiç bulunmamıştı. Fakat oyuncunun kumaşının kalitesi, Samsung takımında bulunması ile kanıtlanmış oluyordu. ReignOver’ın Kore’de profesyonel kariyeri bulunsa da, hem uzun soluklu, hem de verimli değildi. Rekkles’ın sadece Avrupa’da değil, dünya çapında bir yıldız olduğu ise herkes tarafından biliniyordu. Yani Fnatic’in elinde iki süperstar, iki Avrupa’ya yeni gelmiş kendini kanıtlamak isteyen potansiyelli Koreli ve Yellowstar bulunmaktaydı. Tüm bileşenler hazır durumda iken, bu 5 kişinin başarılı bir “takım” olması için gerekli tek bir şey vardı: Liderlik. Yellowstar’ın parladığı nokta ise tam olarak burada ortaya çıkıyor.

Hem genç hem de tecrübesiz takım arkadaşlarını sırtlamak ve onları yönlendirmek, sezon başından beri Yellowstar’ın sorumluluğuydu. Kış Mevsimi’nde bunun pratiğini yaptı diyebiliriz. Takım SK’nın ardından 2. olarak ligi bitirse de, playofflarda müthiş bir performans gösterdi ve Unicorns of Love’ı yenerek mevsim şampiyonu olmayı başarabildiler. Fnatic için asıl hikayenin bu noktadan sonra başladığını söylersek yanılmış olmayız.

Rüya gibi bir sezon. Geri dönüşler, rakibe nefes aldırmadan kazanılan maçlar ve imkansız outplayler. Tüm oyuncuların bu performansta katkısı bulunsa da, asıl mimarın Yellowstar olduğunu söylemezsek, oyuncuya haksızlık etmiş oluruz. Özellikle Annie ile harikalar yaratan ve pozisyon tam Fnatic’in aleyhine dönmüşken savaşı kazandıran ultiler atan oyuncu, Fnatic’in en güçlü silahı. Bireysel yetenekler ile Yellostar’ın liderliği birleşince Avrupa LCS’i kasıp kavuran bir Fnatic ortaya çıktı. Herkesin aklındaki soru ise şu: Fnatic Dünya Şampiyonası’nda başarılı olabilecek mi?

Febiven: Faker’ı tek başına öldüren oyuncu

Avrupa takımlarının orta koridor merkezli oldukları bir sır değil. Bu rolde yıldız oyuncuların yetişmesinde, takımların orta koridora verdikleri önemin de etkisi yadsınamaz. xPeke, Alex Ich, Froggen, Nukeduck, Bjergsen akla gelen ilk isimler. xPeke’nin takımdan ayrılması, takımda büyük bir boşluk yaratmışken, Fnatic’in H2K’nin gelecek vaad eden orta koridor oyuncusu Febiven’i takıma katması bir kumar gibi gözükse de, Febiven, kendini oynadığı ilk hafta maçlarında kanıtladı. Fakat MSI’daki performansı, özellikle de dünyanın en iyi oyuncusu Faker’ı bire birde öldürmesi, oyuncunun oyun görüşünün ve mekanik yeteneklerinin ne kadar gelişmiş olduğunun bir göstergesiydi.

Febiven’in bu performansı ufak bir nüans olsa da, oyuncunun tüm sezon bu seviyede performans gösterdiğini belirtelim. Febiven takımın taşıyıcılarından birisi olsa da, bu kadar çok parlamamasının nedeni Huni, Rekkles ve Yellowstar’ın çok daha fazla bireysel oyun yapması. Kendi limitlerini çok iyi bilen ve bu limitlerin sınırlarını sürekli olarak zorlayan oyuncu, yukarıda izlediğiniz oyunları yapmadan önce, takım arkadaşlarına “Benim için harita görüşü sağlarsanız Faker’a karşı inanılmaz agresif oynayıp 1v1’de öldürebilirim” demişti. Belirtmek gerekir, soloq’da inanılmaz yetenekleri orta koridor oyuncuları bulunabilir. Fakat iyi bir oyuncuyu bu oyunculardan ayıran özellik kesinlikle mentalite.

We’re going to improve more, and that’s all that matters.

(Gelişme kaydedeceğiz, en önemli olan şey bu)

Febiven Yükselme Ligi’nde de iyi bir oyuncuydu. LCS’te bu kadar gelişmesinin nedeni sürekli olarak gelişmeye açık ve bunu araştıran bir oyuncu olması. Tüm Fnatic takımı için bu genelleme geçerli gibi gözükse de, Febiven’in spot ışıklarının arkasında, istikrarlı bir biçimde oyununu geliştirmesini ve takıma git gide daha çok katkı yapmasını izlemek inanılmaz keyif veriyor.

Tüm gözler Final’de

Ligi yenilgisiz bitirdikten ve LCS şampiyonu olduktan sonra Fnatic’in çıtayı yükseltip hedefi Dünya Şampiyonası Finali olarak görmeleri hiç kimse için şaşırtıcı bir durum değil. Dahası, bunu gerçekleştirebilecek ilk Batı takımı olma ihtimali de oldukça yüksek. Fnatic’in performansı elbette bulunduğu grupla birlikte şekillenecek gibi gözükse de, takımın grup aşamasından çıkıp en azından yarı final oynayacağı tahmininde bulunabilirizfnati

Koordinasyon ve karar verme mekanizmaları açısından dünyada ilk 5 takım içerisinde gösterilen Fnatic’in canını sıkacak tek bir şey varmış gibi görünüyor, o da “cheese pick” denilen, alışılagelmişin dışında bir şampiyon seçimi. LCS Finali’nde bu seçim Gangplank olarak karşımıza çıkmıştı. Fakat finallerin 5 maçlık seri olmasından ötürü takım çok iyi adaptasyon göstermiş ve bu seçime karşı çözüm üretebilmişti. MSI’da tecrübe edinen takımın Dünya Şampiyonası’nda bocalama ihtimali ise oldukça düşük.

Avrupa’nın, daha doğrusu League of Legends Batı Dünyası’nın Fnatic’ten beklentisi oldukça yüksek. Takımın ne derece performans göstereceği, beklentilere rağmen, büyük bir muamma. Biz de 5Mid ekibi olarak Fnatic’e Dünya Şampiyonası’nda başarılar diliyoruz.

League of Legends oyuncusu, aynı zamanda profesyonel sahnenin sıkı takipçisi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir