Röportaj

5Mid Özel: Riot Dunpy röportajı

Türkiye’de espor henüz çok genç ama hızla gelişmeye devam ediyor. Bu süreçte yıldız oyuncularla, takım koçlarıyla, patronlarla sık sık röportajlar yapıldığını görüyoruz. Biz de bunun yanında Riot ofisinde işler nasıl ilerliyor, içeride neler oluyor öğrenmek istedik ve bu konuda ilk röportajımızı Bahadır Güven (Riot Dunpy) ile yaptık.

Günümüzde birçok gencin hayali Riot Games gibi bir şirkette çalışmak diyebiliriz. Gerek forumlarda gerekse de sosyal medya aracılığı ile bu sorunun Riot çalışanlarına çokça sorulduğunu görüyoruz. Biz de röportajımıza bu konu ile başlamak istedik ve Dunpy’ye Riot’a giriş hikayesini sorduğumuzda şöyle bir cevap aldık;

Yayınlarda da en çok gelen soru sanırım, benimki biraz şans ile karışık inat hikayesi. Üniversitede reklamcılık okudum, yan dal olarak da psikoloji. 2010 yılında yurda dönüş yaptım ve bir halkla ilişkiler/reklam ofisinde staj/giriş seviyesi bir işte çalışmaya başladım. Hayatımın kalanında içinde bulunmak istediğim bir iş dalı olmadığına oldukça hızlı karar verdim ve 2010 Aralık’ta soluğu askerde aldım. Askerlik sırasında Erdinç “BayE” İyikul ile denk geldim, tabi o zamanlar tanımıyordum kimdir nedir ama oyun muhabbeti ile kaynaştık. Yine benzer zamanlarda da ben hayatımın kalanında bir iş yapacaksam onun tutkuyla bağlı olduğum bir şey olması gerektiği kararına varmıştım, seçenekler arasında da başı çeken şey tabii ki çok genç yaştan beri hayatımda olan oyunlardı. Erdinç’in o dönem başında bulunduğu site için bir şeyler yazabilir miyim diye başlayan bir “sektöre adım atma” girişimim oldu, ama asker sonrası rehavet sürecinde çok takibini yapamadım. Benim nasıl aç gibi sadece ve sadece oyun işi kovaladığımı gören Erdinç gördüğü iş ilanlarına beni yönlendiriyordu, bunlardan ilki Blizzard’dı. Lost Vikings’den başlayıp, Warcraft serileri ve sonrasında üniversite çağımı gömdüğüm WoW olsun, oyun hayatımın uzun döneminde Blizzard oyunları olduğu için beni heyecanlandıran bir ihtimaldi. Yedi aya yakın bir mülakat sürecinden sonra daha deneyimli bir aday ile devam edeceklerini söylediler. Ben bir kez ihtimal de olsa tadını aldıktan sonra oyun ile ilgili işten geri dönmeme kararı almıştım bile, ne yazık ki ailem benimle aynı tutkuyla bakmıyordu. Hatta beni çekip uzun bir konuşma yapıp oyun işi yerine geleceğini güvene al artık bir işe başla geç olmadan dediler. Bu konuşmadan bir kaç gün sonra Erdinç aradı ve yeni bir oyun şirketinin Türkiye ofisi açtığını söyledi, Riot Games deyince başta çakmasam da League of Legends diye oyunları var dediği zaman bende jeton düştü, çünkü çoğunluk gibi ben de arkadaşlardan duyarak başlamıştım. Hemen başvurdum ve Türkiye ofisinde görüşmelere girdim, hem yeni bir şirket olması hem de o dönemlerde deneyimden ziyade tutku odaklı işe alım yapıyor olmaları biraz şansım oldu ve Türkiye ofisine dördüncü sıradan girişimi yaptım. O gün bugündür de kök salmış halde buradayım.

Bu sorunun hemen ardından ilk akla gelen şey, zannedildiği gibi Riot Games’in hayallerdeki iş ortamını çalışanlarına sağlayıp sağlayamadığı. Geçtiğimiz aylarda Riot Games, Fortune dergisinin “çalışması en keyifli 100 şirket” listesinde 39. sırada yer almıştı. Türkiye’deki iş ortamı değerlendirildiğinde bunun avantajlarının neler olduğunu, Türkiye’nin yurt dışı ofislerle farkları olup olmadığını sorduğumuzda ise şu cevabı aldık;

Buna Riot Games Türkiye ofisinde çalışan biri olarak cevap vereyim. Riot Games bünyesinde çalışıyor olmak bölgesel ufak farklılıklar olsa da genel bir güzelliğe sahip, o da herkesin hem profesyonel açıdan benzer görüş ve hedeflere sahip olması, hem de buna artı olarak da kişisel hayattaki zevk ve hobilerin birbirine çok yakın olması. Bu da adeta yakın arkadaş ekibinizle iş hayatınızı yürütüyor hissi yaratıyor, e zaten tutkun olan bir işi yaparken böyle insanlarla çevrili olmak da tadını kat kat arttırıyor.

Riot Games’te işe girip hayaller gerçekleştirilse de Türk toplum yapısında bazılarının bu durumu ailelerine anlatmaları zor olsa gerek. Sonuçta bir oyun şirketinde çalışıyor olma söz konusu. Dunpy’ye bu durumdan bahsettik ve hem Riot ofisinde yaptığı işin tam olarak ne olduğunu, hem de bu yaptığı işi yakınlarına nasıl anlattığını sorduğumuzda şu yanıtı aldık;

Benim, hatta bizim takımın işi anlatması kolaylardan sanırım çünkü spor ile benzeterek anlatabiliyorum. Tabii en çok takıldığımız yer, ‘Şimdi insanlar oyun oynuyor ve bu kadar insan oyun oynamalarını mı izliyor?’ noktasında oluyor. Açıkçası bana herhangi bir sporu başkası yaparken izlemekten farklı gelmiyor, yeterli diretme ve yayınladığımız videoların da yardımıyla anlatabiliyorum. Ben espor ekibinde yer alıyorum, bizim görevimiz bütün turnuvaların yürütülmesi ve yürütüldüğü temelin kurulması olarak basitçe anlatılabilir. Yani Şampiyonluk Ligi, Yükselme Ligi, haftalık turnuvalar, Üniversite Ligi ve 2012’den beri Riot Games tarafından yürütülen bütün turnuvaların planlanmasından sizlere taşınması (buna TBF gibi etkinlikler de dahil), espor ekibinin sorumluluğunda.

Geçtiğimiz yıllarda Riot Games Türkiye, Twitch TV kanalını çok aktif bir biçimde kullanıyordu. Lethilion’ın Melekleri ile başlayan bu yayınlar Vadinin Muhtarları adı altında zirve yaptı. Ancak daha sonra Lethilion Riot’tan ayrıldı ve program da rafa kalktı. Bu tarz yayınların neden artık yapılmadığını ve gelecek için bu tarz planların yapılıp yapılmadığını sorduğumuzda şöyle bir cevap aldık;

Vadinin Muhtarları benim yapmaktan en keyif aldığım işlerden biriydi, hatta sırf onun tadına varamadığım için yayın yapmaya başladım. Bu yüzden programın yayından kaldırılmış olmasının benim adıma en azından bir artısı oldu. Vadinin Muhtarları ve benzer yayınların kalkmış olmasının sebebi ise espor alanında yaptığımız yayınların içeriği ve kalitesine odaklanmak istememiz. Kalan yayınlar hem izleyici hem de içerik olarak aynı çıtada olmadığından, onları da benzer seviyeye çekebileceğimiz güne kadar rafa kaldırdık. İleride olmaması için sebep yok tabii ki. :)

Bilindiği üzere Riot Games, farklı liglerde Fantasy LCS oyununu takipçilerin hizmetine sunuyor. Kendilerine oyuncu seçerek bir takım kuran katılımcılar, takımlarında bulunan oyuncuların haftalık performanslarına göre puan alıp birbirleriyle yarışıyorlar. Böyle bir uygulamanın Türkiye’de neden bulunmadığını sorduğumuzda şu cevabı aldık;

Henüz yok diyelim. Bizim de aklımızdan geçen bir düşünce bu, ama yaptığımız çoğu işte olduğu gibi burada da yapmak istediğimiz şeyleri sıralayıp, size daha fazla değer katacak şeylere öncelik verip diğerlerini de imkanımız oldukça hayata geçirmeye çalışıyoruz. Bu proje de onlardan biri.

Son olarak oynamaktan keyif aldığı şampiyonların hangileri olduğunu sorduğumuz Dunpy’nin bu soruya verdiği cevapla röportajımızı noktaladık;

Tek bir şampiyon var diyemem. Zamanla favorilerim olan şampiyonları dünden bugüne sayayım ama; Tryndamere, Twitch, Leona, Fizz, Morgana, Wukong, Braum, Cho’gath, Quinn, Trundle. Tabi bi de ARAM favorileri var ama oraya girersek liste uzuyor o yüzden Sihirdar Vadisi şampiyonlarında kesiyorum.

Riot Games Türkiye espor ekibinden Bahadır Güven ile sohbetimiz bu şekildeydi. Kendisine vakit ayırıp bu röportajı yaptığı için teşekkür ediyor, başarılar diliyoruz.

espor yazarı, avukat

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir