Dr. Jeffrey Young tarafından geliştirilmiş olan şema terapi, süregelen problemler ve kişilik sorunları olan bireyler için oluşturulmuş bütüncül bir terapi yaklaşımıdır. Bu bütüncül yaklaşım içinde; Bilişsel Davranışçı Terapi, Kişiler Arası Psikoterapi, Bağlanma Kuramı ve Geştalt Terapi gibi diğer kuram ve teknikler bir araya gelmiştir.
Nedir Şema?
Hepimiz doğduğumuz andan başlayarak dünyayı anlamak ve öğrenmek için bir potansiyele sahibiz. Dünyayı, kendimizi ve diğer insanları anlamak bizi pratikleştirir. Yani öğrenmenin ve hatta adapte olmanın ta kendisidir. Öğrenilen ve tanımlanan bu bilgilerin her birini ‘şema’ kavramı ile ifade edebiliriz. Şemalar her şeye dahil geliştirilebilir. Örneğin elinize aldığınız bir kalemi düşünelim, binlerce çeşit kalem olsa da kalem şemasını bildiğiniz için farklı olsa da onun kalem olduğunu bilip üzerinde uzun uzun düşünmenize gerek kalmayacaktır. Yani şemalar hayatımızı kolaylaştıran, her şeyi yeni baştan öğrenme zahmetinden bizi kurtaran ve belirsizliği azaltan işlevlere sahiptir. Tabi şemalar sadece kalem gibi elle tutulur gözle görülür somut şeyleri ifade etmek için yoktur. Aynı zamanda dostluk, sevgi, başarı, güven gibi soyut kavramların da şemaları vardır. Şema sayesinde ağlamanın üzgünlük ifadesi olduğunu veya sınavda yüksek not aldığımızda başarılı hissedeceğimizi anlarız. Öğrenip geliştirdiğimiz bu şemalar hayatta karşılaştığımız durumları anlayıp analiz etmek konusunda bize rehberlik eder.
Şema Terapinin Etki Alanı
Yukarıda bahsedilen şemalar her zaman doğru şekilde öğrenilmeyebilir. Yanlış öğrenilen şemalar hayatı anlamlandırırken sorun yaşanmasına sebep olur. Örneğin başarısızlık şeması geliştiren biri sınavda 100 üzerinden 95 aldığında bunu başarısızlık olarak tanımlayabilir. Duygusal Yoksunluk şemasına sahip biri telefonunu açmayan arkadaşına kırılıp bu olayı sevilmediğine kanıt olarak sayabilir.

Nasıl yanlış öğreniyoruz?
Çoğunlukla erken dönem çocuklukta ve gençlikte yanlış öğrenilen şemaların tedavi edilmemesi durumunda hayat boyu tekrarlayarak kişiyi tetiklemesi ve çeşitli ruhsal rahatsızlıkların (depresyon, anksiyete bozuklukları vb.) gelişmesine sebep olmaktadır.
Peki hangi durumlarda yanlış anlıyoruz?
1) Temel duygusal gereksinimlerin Karşılanmaması
Erken dönem çocuklukta ebeveynler veya diğer bakım verenler tarafından temel duygusal ihtiyaçların karşılanmaması ya da engellenmesidir. Bu temel duygusal ihtiyaçları; sevgi/aidiyet, saygı/özerklik, güven/adalet, özgürlük/sınır olarak sıralayabiliriz. Yeterince sevilmemiş veya koşullu sevilerek (sadece başarılı olduğunda sevilmesi gibi) büyümüş bir bireyin kendisinin sevilmez ve kusurlu olduğuna inanması güçlü bir ihtimaldir. Tıpkı yeterli beslenemeyen bir çocuğun kemiklerinin gelişmeyip zayıf kalması gibi; sevgi ihtiyacı yeterince karşılanmayan birinin de kendisini bu durumlarda zayıf ve güçsüz hissetmesidir.
2) Temel duygusal ihtiyaçların aşırı verilmesi
Ne az ne çok. “Yeterince” kavramı ihtiyaçların karşılanmasında önemli bir role sahip. Bağ kurmak yani sevilmek hepimizin ihtiyacıdır. Ancak bağ kurmak kadar bağımsızlığa da ihtiyaç duyarız. Bağımsızlığın aşırı verilmesi kişiyi sevgisiz ve yalnız hissettirebilir. Yine fiziksel ihtiyaçlarımız gibi düşünebiliriz; beslenmek gereklidir ancak gereğinden fazla beslenmek bir takım sağlık problemlerine sebep olabilir. Bu diğer ihtiyaçlar için de geçerlidir.
3) Darbelenme, kurbanlaştırma ve Kötü Davranım
İnsanlardan ya da doğadan kaynaklanan herhangi bir darbe, istismar, travmatik bir deneyim şemaların gelişmesine neden olabilir.

4) Model alma, Mizaç ve Kültürel Kodlar
Anne baba tutumunu modellemek önemli bir faktör. Örneğin kaygı bozukluğu olan bireylerin ebeveynlerinden en az birinde benzer bir şikayet görmek çok yaygındır. Bunun dışında doğuştan gelen bir takım mizaç özellikleri ve içinde bulunulan toplumun dini, kültürel özellikleri de şemaların gelişmesinde rol oynayabilir. Ebeveyn tutumları ve hatta ebeveynlerin şemaları şema terapide titizlikle araştırdığımız kaynaklardır.
Bu 4 durum şema terapide çalıştığımız aşağıda belirtilen 18 adet erken dönem uyum bozucu şemaların gelişmesine neden olur.
⦁ Duygusal Yoksunluk Şeması: Kişinin sevilme ihtiyacının diğerleri tarafından yeterince karşılanmayacağına ilişkin inancıdır. Bu şemaya sahip olan kişi yoğun bir sevgi eksikliği ve yalnızlık hisseder. Kimsenin hayatında özel bir yerinin olmayacağını düşünür.
⦁ Duyguları Bastırma Şeması: Aklı duygulardan üstün tutup duyguları, dürtüleri ve doğallığı bastırma biçimidir. Bu şemaya sahip olan kişilerin bastırdığı başlıca durumlar; Öfke, kırılgan duygular, ihtiyaçlardır. Bu bastırmayı yapabilmek için kontrolcülük gelişmiştir.
⦁ Kusurluluk Şeması: Kişi kendini içten içe eksik, yanlış veya kusurlu hisseder. Yoğun bir değersizlik ve diğerlerine karşı kıskançlık hissi görülebilir.
⦁ Sosyal İzolasyon Şeması: Gruplar içinde yoğun bir rahatsızlık hissedilir. Bu şemaya sahip kişi kendisini gruba ait hissedemez. Sanki herkes aynı ve uyumluyken kendisi farklı, garip ve dışarıdadır.
⦁ Başarısızlık Şeması: Bu şemada kişi kendisinin diğerleri kadar başarılı ve becerikli olmadığını düşünür. Başarısız olacağına dair beklentisi yüksektir. Ayrıca hali hazırda kazanılmış bir başarıyı sürdürmek konusunda da yoğun baskı hissedilir.
⦁ Bağımlılık Şeması: Başkalarının yardımı olmadan hayatını sürdürememe veya bu durumlarda yoğun bir sıkıntı duymayı içerir. Kişi başkalarından akıl almadan problem çözemeyeceğine, sağlıklı karar veremeyeceğine inanır. Günlük işleri halletmek ve tek başına bir işi başlatmak oldukça zordur.
⦁ İç İçelik Şeması: Belirli ve önemli insanlara karşı yapışıklık durumudur. Onların desteği olmadan yaşayamayacağı veya mutsuz olacağına dair inanç çok güçlüdür. Bireyselliğin gelişmesinde ciddi bir engeldir.
⦁ Boyun Eğicilik Şeması: Çatışmadan kaçınma, kendini uygun şekilde savunamama ve rahatsız olduğu durumları ifade edememeyi içeren bir şemadır. Diğerlerinin terk etmesinden veya misillemesinden çekindiği için kontrolü onlara bırakır ve kendini bu şekilde davranmak zorunda hisseder. Boyun eğiciliğin iki tipi;
İhtiyaçlar: Seçim, karar ve isteklerin ifade edilmemesi.
Duygular: Duyguların, özellikle olumsuz duyguların ifade edilmemesidir.
⦁ Terk Edilme Şeması: Her ilişkinin bir gün biteceğine olan güçlü bir inanıştır. Romantik ilişkide sürekli olarak partnerin tutarsız davranışlarına odaklanılır. Her şey yolunda giderken bile ilişkinin bitebilmesi çok olası görünür. Küçük ayrılıklara büyük tepkiler gösterebilir ve bu sebeple ilişkiyi çok yapışık yaşayabilirsiniz. Yalnız kalma korkusu vardır.
⦁ Dayanıksızlık Şeması: Bu şemada kişi dünyayı tehlikelerle dolu bir yer olarak algılar ve bu tehlikelere karşı zayıf bir bünyesi olduğuna inanır. Dayanıksızlık şemasının en sık görülen alt tipleri şu şekildedir:
Tıbbi Dayanıksızlık Şeması: Dayanıksızlık şemasının tıbbi alt tipinde kişi hastalık korkusu duyar. Çeşitli riskli hastalıkların kendisinde çıkacağını bekler gibi sürekli kendini bedenini dinler/yoklar. Zararsız bedensel belirtileri felaket bir hastalık olarak yorumlar. Kanser çeşitleri, kalp krizi, beyin kanaması, felç, hiçbir doktor tarafından fark edilmeyen ve tedavi için geç kalınmış riskli bir hastalık gibi…
Finansal Dayanıksızlık Şeması: Kişi tüm parasını kaybedip finansal olarak çok zor duruma düşeceğinden endişe duyar. Bu sebeple de gereğinden fazla tutumlu davranır.
Yasal Dayanıksızlık Şeması: Dayanıksızlığın bu alt tipinde kişi, başının yasalarla derde gireceğinden korkar. Bir şeyler ters gidecek ve haksız yere ceza alacaktır. Hatta hapis yatmasına sebep olacaktır diye düşünür. Unutulan bir vergi borcu, tesadüfen bir suç mahalinde bulunmak gibi.
Akli Dayanıksızlık Şeması: Bu alt tipte akıl sağlığımızı kaybetmekten endişe duyarız. Sanki çok korkarsak ya da çok sıkıntı duyarsak aklımızı kaybedebiliriz gibi gelir. Kişi arada çok ince bir çizgi olduğuna inanır ve bu sebeple çok tetikte olur.
Doğal Dayanıksızlık Şeması: Dayanıksızlık şemasının bu alt tipinde deprem, gemi, uçak, asansör, kedi gibi doğal durumlara karşı bir tehdit hissedilir. Asansör bozulacak, binilen uçak düşecektir. Kişi bu felaket senaryolarını sürekli zihninde prova ederek yoğun bir kaygı hisseder.
⦁ Karamsarlık Şeması: Her şeyin en kötüsünü düşünüp hazırlıklı olma halidir. Bu şemaya sahip kişiler iyi bir şey olurken bile bunu kötü bir şeyin izleyeceğine inanırlar. Çok gülersen ağlarsın gibi.
⦁ Kuşkuculuk Şeması: Diğer insanların niyetlerine güvenememe durumudur kuşkuculuk şeması. Kişi diğerlerinin onu bir şekilde kandıracağı, istismar edeceği ya da aşağılayacağına inanır.
⦁ Fedakarlık Şeması: Diğer insanların ihtiyaçlarının kendi ihtiyaçlarından her zaman önce gelmesidir. Bu şemaya sahipseniz kendiniz için az diğerleri için çok şey yapan büyük bir yardım seversinizdir.
⦁ Cezalandırıcılık Şeması: Her hatanın mutlaka bir bedeli olacağına inanan ve hataları affedemeyen bir şemadır.
⦁ Yüksek Standartlar Şeması: Sıradan veya ortalama olma korkusunu yaşadığımız şemadır. “En” olmak, birinci olmak gerekir. Bu da memnun olmamayı ve eleştirelliği arttırır. Her zaman daha iyisini ve daha fazlasını istediğimiz doyumdan uzak yorucu bir hayat yaşarız.
⦁ Statü Arayıcılık Şeması: Diğerlerinin gözündeki değeri (statü) kazanmak için çokça çabalama durumudur. Takdir almak, beğenilmek ihtiyacının çok yüksek olduğu bir durumdur. Başarı, popülerlik, güzel/yakışıklı olmak, sosyal medyada beğeni kazanmak gibi… Diğerlerinin kendisine karşı hep beğeni duyması için çabalamak.
⦁ Yetersiz Özdenetim Şeması: Bu şemayı yaşayan kişinin rutine, zorundalığa, sıkıntıya dayanma sabrı yok denecek kadar azdır. Bu sebeple kişi duygularını ve dürtülerini kontrol etmekte güçlük çeker.
⦁ Haklılık Şeması: Diğerlerinin duyguları ve hatta haklarını umursamadan canımız ne isterse yaptığımız şemadır. Başkalarından üstün olduğumuza ve her şeyi yapma ayrıcalığımız olması gerektiğine inanırız. Önemli olan gücü ve kontrolü elde tutmaktır.
Şemalar nasıl değişir? Terapi süreci nasıl olur?
Terapinin amacı kişinin uyumlu davranışlarla temel ihtiyaçlarına (Sevgi, Saygı, Güven, Sınırlar) uygun şekilde ulaşmasını sağlamaktır. Terapiye başlayan kişi öncelikle değerlendirilir. Ardından yukarıda bahsedilen şemalar ile birlikte başa çıkma stilleri ve şema modları konusunda eğitilir. Hedefler belirlenir ve değişim/ müdahale aşamasına geçilir.
Değişim aşamasında kullanılan 4 temel teknik bulunmaktadır. Bunlar;
1- Bilişsel teknik: Kişinin daha sağlıklı ve gerçekçi düşünmesi için bilişsel yeniden yapılandırma çalışılır.
2- Yaşantısal teknik: Şemaları erken dönemde oluşan çocukluk yaşantılarıyla bağdaştırılır ve o dönemde oluşan yaraların acısı ve öfkesi terapi seansı içinde yeniden işlenir.
3- Davranışsal teknik: Problemli davranış kalıplarını yıkmak ve yeni sağlıklı davranışları geliştirip öğrenmek hedeftir.
4- Terapi ilişkisi: Empatik tutum, koşulsuz kabul ve içtenlik ile limitli şekilde kişinin karşılanmamış ihtiyaçları üzerinden terapistin yeniden ebeveynlik yapması. Gerektiğinde kurulan bu ilişki ve bağ üzerinden terapistin kişiyi şemaları ile uygun şekilde yüzleştirmesini kapsar.
Klinik Psikolog Başak Gündeş Kimdir?

Başak Gündeş, 2008-2013 yılları arasında İstanbul Beykent Üniversitesi Psikoloji bölümünden tam burslu olarak mezun oldu ve çeşitli hastanelerde staj yaptı. 2015’te Üsküdar Üniversitesi’nde Klinik Psikoloji yüksek lisansını tamamlayarak Klinik Psikolog unvanı aldı. 2016’dan 2019’a kadar Üsküdar’da özel bir klinikte ve vakıfta psikoterapi ve danışmanlık hizmetleri verdi. 2019’dan itibaren Kadıköy’deki kendi merkezi Mod Psikoterapi Merkezi’nde danışan kabul etmeye devam etmektedir. Bilişsel Davranışçı terapi ve Şema Terapi yöntemlerini uygulayan Gündeş, birçok psikolojik rahatsızlıkta uzmanlaşmıştır.