Dünya tarihi boyunca birçok büyük medeniyet yükseldi ve yıkıldı. Bu uygarlıkların bazıları tarih kitaplarında hak ettiği yeri bulamazken, bazıları gizemleri ve etkileyici kültürleriyle hâlâ hafızalarda yaşıyor. Bu yazımızda, Orta Amerika’nın kalbinde, günümüz Meksika topraklarında kurulan ve hâlâ birçok sırrı çözülememiş bir uygarlığı, Aztekleri keşfe çıkacağız. Hazırsan, zamanda yolculuk başlıyor!
Aztekler Kimdir? Nerede ve Ne Zaman Yaşadılar?
Aztekler, 14. yüzyılda Meksika Vadisi’ne (günümüzdeki Mexico City çevresi) gelen göçebe bir Nahua halkıydı. Kökleri kuzeydeki Aztlan adlı efsanevi bir yerleşime dayanır. 1325 yılında, Tenochtitlán adlı başkentlerini Texcoco Gölü üzerine kurdular. Efsaneye göre bir kartalın kaktüs üzerinde yılan yediğini gördükleri yer, Tanrılar tarafından seçilmiş toprakları işaret ediyordu. Bugün bile bu simge, Meksika bayrağında yer alır.
-
yüzyılın ortalarına gelindiğinde, Aztekler yalnızca güçlü bir halk değil, aynı zamanda Orta Amerika’nın en büyük imparatorluklarından biri hâline gelmişti.

Aztek İmparatorluğu’nun Yapısı
Aztek toplumu hiyerarşik bir yapıya sahipti. En tepede Huey Tlatoani adı verilen imparator yer alıyordu. Ardından soylular, rahipler, savaşçılar, tüccarlar ve köylüler gelirdi. Ancak Azteklerde sosyal sınıflar arasında yükselme şansı da vardı: Özellikle savaşta gösterilen başarılar sayesinde sıradan bir çiftçi, savaşçı sınıfına yükselebilirdi.
Aztekler’in kurduğu üçlü ittifak (Tenochtitlán, Texcoco ve Tlacopan şehirleri) sayesinde imparatorluk kısa sürede genişlemiş, yüzlerce küçük devleti ve kabileyi boyunduruğu altına almıştır.

Dini İnançlar ve Kurban Ayinleri
Aztekler politeist yani çok tanrılı bir inanca sahipti. En önemli tanrıları Huitzilopochtli (Güneş ve savaş tanrısı) ve Quetzalcoatl (bilgelik ve rüzgar tanrısı) idi. Güneşin her sabah yeniden doğabilmesi için beslenmesi gerektiğine inanılırdı. Bu yüzden insan kurbanı ritüelleri, dinlerinin temel taşlarından biriydi.
Kurbanlar genellikle savaşlarda esir alınan düşmanlardan seçilirdi. Bu uygulama günümüz insanlarına korkunç gelse de, Aztekler için bu, kozmik düzenin devamı ve tanrılara duyulan saygının bir göstergesiydi.
Aztek Bilimi, Sanatı ve Teknolojisi
Aztekler yalnızca savaşçı değil, aynı zamanda ileri görüşlü bilim insanları ve sanatçılardı. Astronomi, matematik, takvim sistemleri ve tıp konusunda oldukça bilgiliydiler.
-
Takvimleri 365 günlük güneş yılına ve 260 günlük ritüel takvime dayanırdı.
-
Çikolatayı ilk keşfeden uygarlıklardan biri oldular. Kakao çekirdeklerini para olarak bile kullandılar!
-
Şehir planlaması ve mimaride muazzamlardı. Tenochtitlán, su kanalları, yolları ve tapınaklarıyla zamanının en gelişmiş şehirlerinden biriydi.
-
Peyotl ve diğer doğal maddeleri şamanik ayinlerde bilinç açıcı amaçlarla kullanmışlardır.
Sanatlarında ise tüy mozaikleri, taş oyma heykeller ve seramikler dikkat çeker. Göz alıcı tüylerle yapılan başlıklar, Aztek soylularının gücünü ve statüsünü yansıtırdı.

Hernán Cortés ve Azteklerin Düşüşü
1519 yılında İspanyol kâşif Hernán Cortés, küçük bir kuvvetle Meksika’ya ayak bastığında, Aztekler güçlü bir imparatorluktu. Ancak İspanyolların yanında getirdiği silahlar, hastalıklar (özellikle çiçek hastalığı) ve yerel halklar arasındaki ittifaklar, Azteklerin sonunu hazırladı.
İmparator Moctezuma II, Cortés’i ilk başta tanrılarla ilişkilendirdiği için pasif bir tutum takındı. Bu da işgalin hızla ilerlemesine neden oldu. 1521 yılında Tenochtitlán tamamen düştü ve Aztek İmparatorluğu sona erdi.
Aztek Mirası Bugün Hâlâ Yaşıyor
Aztek uygarlığı her ne kadar fiziksel olarak yıkılmış olsa da, mirası hâlâ yaşıyor. Bugünkü Meksika kültürü, Azteklerden izler taşır: yemekler, dil (özellikle Nahuatl kökenli kelimeler), gelenekler ve semboller…
Meksika bayrağındaki kartal simgesi, Aztek efsanesinin bir yansımasıdır. Ayrıca, Aztek mitolojisi ve sanatına olan ilgi günümüzde kitaplara, belgesellere, video oyunlarına ve filmlere ilham vermeye devam ediyor.

Sonuç: Güneşi Ayakta Tutanlar
Aztekler, hem büyüleyici hem de karmaşık bir uygarlık olarak insanlık tarihinin en dikkat çekici sayfalarında yer alır. Onların inşa ettiği şehirler, geliştirdiği sistemler ve yaşam felsefeleri; hem dönemin şartlarına göre inanılmaz hem de bugüne ışık tutacak kadar derindir.
Eğer bir gün Mexico City’ye yolun düşerse, Tenochtitlán kalıntılarını görmek, Aztek ruhunu hissetmek için harika bir fırsat olabilir.
Kunduzlar: Doğanın Mühendisleri – 5mid.com