Bilim insanları, marşmelov yoğunluğuna sahip bir gezegen keşfetti. Arabacı takımyıldızında, Dünya’dan yaklaşık 580 ışık yılı uzaklıktaki bir soğuk kırmızı cüce yıldızın yörüngesinde dönen ve TOI-3757 b olarak adlandırılan bu gezegen, bugüne kadar bulunan en pofuduk gezegen unvanını taşıyor. TOI-3757 b, ortalama yoğunluğu suyun yoğunluğunun yaklaşık dörtte birine denk gelen küp başına 0,27 gram olarak hesaplandı. Bu yoğunluk, gezegenin yeterince büyük bir küvete yerleştirilse batmayacak kadar hafif olduğu anlamına geliyor.
Kırmızı Cüce Yıldızların Etkisi
Kırmızı cüce yıldızlar, en küçük ve en loş “anakol” türlerinden biridir ve hidrojeni çekirdeklerinde helyuma dönüştürerek sabit bir oranla enerji üretirler. Bu yıldızlar, Güneş’e kıyasla daha soğuk olsa da güçlü alevlerle patlayabildiği için etraflarında nadiren gezegenler oluşur. Ancak, TOI-3757 b’nin keşfi, bu anlayışa yeni bir boyut kazandırıyor. Carnegie Bilim Enstitüsü Dünya ve Gezegenler Laboratuvarı’ndan araştırmacı Shubham Kanodia, dev gezegenlerin kızıl cüce yıldızların etrafında zor oluştuğunu düşünseler de, TOI-3757 b’nin bu algıyı değiştirebileceğini belirtiyor.

Bu yeni gezegen hakkında bilim insanlarının çözmesi gereken birçok gizem bulunuyor. Bunların en büyüğü, gezegenin özellikle düşük yoğunluğuyla nasıl oluştuğu. Bir teori, gezegenin kayalık çekirdeğinde diğer gaz devlerine kıyasla daha az sayıda ağır element bulunması, bu da gazın birikmesini geciktirmiş ve gezegenin yoğunluğunu azaltmış olabilir. Diğer bir teori ise gezegenin hafif eliptik yörüngesinin, yıldızına yaklaştığında aşırı derecede ısınmasına ve gezegenin atmosferinin şişmesine yol açması olabilir.
Gelecek Gözlemler ve Araştırmalar
TOI-3757 b’nin kabarık doğasını anlamak için gelecekte yapılacak gözlemler büyük önem taşıyor. Pennsylvania Eyalet Üniversitesi’nden doktora sonrası araştırmacı Jessica Libby-Roberts, NASA’nın yeni James Webb Uzay Teleskobu’nun, bu gezegenin atmosferine yönelik yapılacak gözlemlerle, onun sıra dışı yapısına ışık tutabileceğini belirtiyor. Bu tür araştırmalar, gökbilimcilerin gezegenlerin neyden ve nasıl oluştuklarını ve yaşanabilir olması muhtemel kayalık dünyaların yaşamı destekleyip destekleyemeyeceklerini anlamalarını sağlayabilir.

150 bin kilometre çapındaki TOI-3757 b, Jüpiter’den biraz daha büyük ve her 3,5 günde bir ana yıldızının yörüngesinde dönüyor. Bu gezegenin yapısı, dev gezegenlerin kızıl cüce yıldızların etrafında nasıl oluştuğuna dair yeni ipuçları sağlayabilir. Kanodia, bugüne dek yakın gaz gezegenlerini hatasız şekilde bulacak kadar büyük bir gezegen örneğine sahip olmadıklarını ve TOI-3757 b’nin bu alanda önemli bir keşif olduğunu vurguluyor.
Bilimsel Önemi
Bu keşif, bilim insanlarının gezegenlerin oluşumu ve evrimi hakkındaki bilgilerini genişletebilir. TOI-3757 b gibi sıra dışı gezegenlerin incelenmesi, gezegen biliminin sınırlarını zorlayarak yeni teorilerin ve modellerin geliştirilmesine yardımcı olabilir. Ayrıca, bu tür keşifler, yaşam barındırma potansiyeli olan gezegenlerin belirlenmesinde de önemli rol oynayabilir.
Bu gezegenin keşfi, astronomide heyecan verici yeni bir dönemin başlangıcını işaret ediyor. Bilim insanları, bu sıra dışı gezegenin özelliklerini daha yakından inceleyerek, evrende başka neler keşfedebileceklerini dört gözle bekliyorlar.

Bu keşif, gezegen biliminde yeni bir ufuk açıyor. Bu sıra dışı gezegenin incelenmesi, gökbilimcilerin gezegen oluşumu ve evrimi hakkındaki anlayışlarını derinleştirecek ve belki de evrenin diğer köşelerinde yaşam barındırabilecek benzer gezegenlerin bulunmasına yardımcı olacaktır. Gelecekte yapılacak gözlemler ve araştırmalar, TOI-3757 b’nin gizemlerini çözerek, gezegen biliminde devrim niteliğinde buluşlara yol açabilir. TOI-3757 b hakkında daha fazla bilgiye bu bağlantı aracılığı ile ulaşabilirsiniz.
5Mid, oyun, teknoloji ve güncel haberlerin merkezi olarak ziyaretçilerine geniş bir içerik yelpazesi sunan bir web platformudur. Oyun dünyasından son dakika gelişmeleri, en yeni teknolojik inovasyonlar ve güncel gündemle ilgili önemli haberleri bu platform üzerinden takip edebilirsiniz.
Google ve Harvard, İnsan Beyninin İç Yapısını Detaylı Bir Şekilde Haritalandırdı