5mid Özel: Dignitas Koçu Enatron Röportajı League of Legends League of Legends Haberleri

5mid Özel: Dignitas Koçu Enatron Röportajı

Erdinç “Urien” Mutlu

Geçtiğimiz yıl Fenerbahçe Espor’da koç olarak başarılı işlere imza atıp adından söz ettiren Erdin “Urien” Mutlu, Aralık ayıp itibariyle 5mid.com bünyesinde LoL severler için içerikler hazırlamakta. Arda “Invokid” Başaran ile farklı LEC takımlarını analize başlayan yazarımız, rotasını bu kez Amerika’ya doğrulttu. 

Yurt dışında birçok takımın yanında ülkemizde de NASR, Fenerbahçe Esports’da koçluk yapmış ve şampiyonluklar yaşamış Enatron’un macerası LCS takımlarından Dignitas ile devam ediyor. Urien’in, Koç Enatron ile yaptığı röportajı yazımızda bulabilirsiniz.

Dignitas Koçu Enatron Röportajı

  • Normal sezonu ve playoff yarışını nerede bitirmeyi hedefliyorsunuz ?

Geçtiğimiz sene Dignitas yönetimi daha fazla oyuncu gelişimi odaklı bir yaklaşım sergilemek istedi. Bu sene ise risk alıp daha agresif ve üst sıraları hedefleyen bir yapı kurmayı istedik. Bu bağlamda daha fazla yatırım yapıldı ve organizasyonun amacı MSI, Worlds gibi müsabakalarda boy gösterebilmek olarak biçimlendi.

  • Sence bu kadronun potansiyeli ne kadar yüksek ?

Bu takımı oluştururken veteran oyuncuları ve gelişim aşamasındaki oyuncuları harmanlayarak takımın tabanını belirli bir seviyede tutarken, tavanını çaylak oyuncuların potansiyeli ile yukarı çekmeyi hedefledik. Bence bu kadro herkesin performansına bağlı olarak ligi 1 – 5 sıralar arasında bitirmeli.

  • Bu potansiyeli nasıl ortaya çıkarmayı düşünüyorsun ?

Bir koç olarak antremanlarda oyuncularıma bir şeyler katabilmek için birden fazla sistem ve yaklaşım kullanıyorum. Onlar için verimli bir rutin ve alışkanlık oluşturmaya çalışıyorum. Daha derin bir oyun görüşüne sahip olsunlar ve mikro, makro anlamda gelişsinler diye çeşitli çalışmalar gerçekleştiriyorum. Oyun içinde ve dışında belirli yaklaşımları takım olarak tekrar ettikçe oluşturduğunuz sistemde hangi oyuncunun hangi yönünü geliştirmesi gerektiğini daha iyi görüyorsunuz. Zaman geçtikçe oyuncularda kendi zaaflarını daha iyi analiz edebilecek hale geliyor. Bu sayede oyuncular ortam ve durum ne olursa olsun acımasız rekabetçi arenada zaaflarını giderip gelişebiliyorlar.

  • Kendi takımını dışarıda bıraktığın zaman, LCS’teki hangi takımları üst sıralarda görüyorsun ?

Bence bu sene LCS’te hatırı sayılır miktarda iyi kadro var ve LCS tarihindeki en zor sezonlardan biri olacağını düşünüyorum. Sadece bir düşünün şu an bizim elimizde olan kadro geçen sene tartışmasız ilk ikide gösterilirdi ancak şuan bizim ilk üçte bile olabileceğimize inanmayan bir çok kişi var. Benim Team Liquid ve FlyQuest’ten yüksek beklentilerim var. Bence FlyQuest’de şu anda ligdeki en iyi bireysel yetenek bulunuyor. Dil bariyeri onlar için belki bir problem teşkil edebilir. Team Liquid kadrosu ise benim gözümde biraz daha fazla soru işareti barındırıyor ama onlar dil bariyerinden etkilenmeyecek ve bu sayede potansiyellerini daha rahat gösterebilecekler. Üst sıralara aday olarak gösterebileceğim diğer takımlar ise Evil Geniuses ve 100 Thieves ama bence bu takımların FlyQuest ve Team Liquid’e göre daha fazla sorunu çözmesi gerekecek.

  • Geçen seneki sonuçların ardında yatan sebepler neydi ?

Bence geçen senenin başlangıcı bizim için güzeldi, lock-in turnuvasında top 4 yapabilmek önemli bir başarıydı. Ancak sezonun içinde sürekli performans gösteremedik ve metaya doğru şekilde adapte olamadık. Oyuncularımız yetenekli olmalarına rağmen aralarında güçlü bir sinerji yakalayamadılar. Kış mevsimini ile yaz mevsimi arasında sadece bir oyuncu değiştirebildik ve belirli sebeplerden ötürü bootcamp yapamadık. Bu sebeple çok uzun bir ara vermemiz gerekti ve kış mevsimindeki sorunlarımız tam anlamı ile çözülmeden yaz mevsimine başlamış olduk. Yaz sezonunun başındaki kötü gidiş ve sonuçlar oyuncuların mentalini korumasını zorlaştırdı ve motivasyon problemleri yaşadık. Sorunlarımız çözülmediği için daha da büyüdü ve en sonunda çok negatif bir takım ortamı vardı. Sezonun sonunda bu ortamı daha pozitif ve başarı odaklı hale getirsek de sonuç almayı başaramadık ve maalesef ligi son sırada noktaladık.

  • Blue’nun geçen seneki performansı hakkında ne düşünüyorsun ?

Geçen sezonun tamamına bakıldığında Blue, Biofrost ile birlikte bizim kadromuzdaki en sürekli performans gösteren oyunculardan bir tanesi idi. Tabi ki, mükemmel bir performans gösterdiğini söylemek doğru olmaz. Ama kendini hem oyun içi hem oyun dışı belirli konularda çok geliştirdiğini düşünüyorum. Geçirdiğimiz kötü sezona baktığımda görebildiğim sayılı artılardan bir tanesi Blue. Büyük ihtimalle takım yapılanmayı değiştirip import haklarını farklı şekilde kullanmak istemese halen bizimle olacaktı.

  • Bu sene kadro kurulurken hangi faktörleri göz önünde bulundurdun ?

Odak noktam tabi ki geçtiğimiz sezon kadroda gözlemlediğim en büyük zafiyetlerden bazılarını kapatacak oyuncular bulmaktı. Bu eksiklerden en önemlileri tecrübe ve adaptasyondu. Bu yüzden Santorin ile anlaşmak çok önemliydi çünkü bu iki özelliğe de sahip başarılı bir oyuncu. Bu noktadan sonra hem oyun içi hem de oyun dışı uyumlu, kazanmak isteyen karakterleri bir araya getirmeyi hedefledik. Jensen ve Ignar ile bu yüzden anlaştık çünkü ikisi de daha önce Santorin ile birlikte güzel performanslar sergilemişlerdi.

  • Oyun içinde ve dışında oluşacak olan takım kimyası hakkında neler öngörüyorsun ?

Bence hem oyun içinde hem de oyun dışında çok güzel bir oyuncu grubu olacak. Armut ve Spawn dışında herkesin daha önceden birbiri ile tanışmışlığı var. Ayrıca herkes kiminle oynayacağını bilerek bu anlaşmayı imzaladı. Armut’u önceden tanıdığım için az çok tahmin edebiliyorum, bence buradaki oyuncu grubu ile gayet güzel bir iletişimi olacak. Spawn’da adapte olabilen bir karaktere sahip dolayısıyla uyum konusunda sıkıntı yaşayacağımızı düşünmüyorum.

  • Armut’un DIG’e transferi nasıl gerçekleşti ? Neden onu transfer etmeye karar verdiniz?

Armut geçen sezon fanlar tarafından oldukça sorgulanan bir performans sergiledi. (Özellikle kış mevsiminde) Bence yaz mevsimi performansı kötü değildi. İstatistiksel olarak Odoamne’nin arkasında ikinciydi. Her ne kadar MAD onu değiştirmek istediyse bile bence gözden kaçırdıkları bazı şeyler var. Armut’u almak istedik çünkü iletişim ve takım atmosferi açısından çok fazla artı puan kazandıran bir oyuncu. Bu seneki planlamamız doğrultusunda bu faktörler oldukça önemli. Ayrıca Amerika’da oynanan oyun Armut’un oyunda iyi yaptığı şeyleri ön plana çıkartıyor mesela takım savaşları, erken oyun iletişimi, orta oyun ve engage atmaktan çekinmemesi. Profil olarak da zayıf taraf ve güçlü taraf arasındaki dengeyi iyi kurduğunu düşünüyorum. (RYL’de beraber oynadığımız dönemde çoğunlukla güçlü taraf oynarken MAD’da daha çok zayıf taraf oynuyordu). Bunların yanında da tabi ki uluslararası arenadaki tecrübesi ve bir çok elit seviyede üst koridora karşı oynaması var.

  • Geçtiğimiz senelerde Türkiye’den Amerika’ya ve Avrupa’ya transfer olan oyuncular oldu onların performansı hakkında neler düşünüyorsun ?

TCL’de çok vakit geçirdiğim için gayet iyi biliyorum ki, Türkiye’de çok fazla işlenmemiş yetenek ve potansiyel var. Bu durum sadece Amerika için değil Avrupa içinde geçerli. Bence doğru çalışma ortamında ve yönlendirmeyle NA ve EU gibi liglerde de kendi rollerinin en iyileri olabilirler. Bu sene NA’e gelen Türk oyuncular genç yetenekler içinde bir yol açtı ve daha fazla Türk oyuncuyu büyük liglerde izleyeceğimizi düşünüyorum.

  • Sence şu anda yurtdışına transfer yapma ihtimali olan Türk oyuncular var mı ?

Geçen sene playofflar dışında çok fazla TCL izleme şansım olmadı. Ama Fleshy, Ferret, Naak Nako ve Serin performansları ile beni etkileyen oyunculardandı. Özellikle Fleshy ve Naak Nako’nun çaylak sezonlarında bu şekilde oynamaları oldukça önemli. Tabi ki Bolulu, Holyphoenix ve Mojito geçtiğimiz sezonlarda ne kadar iyi olabileceklerini gösterdiler, o yüzden onlarında bir sonraki seviyeye çıktığını görmek sürpriz olmaz.

  • Naak Nako’nun bu performansı çaylak yılında ve sadece 17 yaşındayken göstermiş olmasından dolayı ona ayrı bir parantez açmak istiyorum senin onun hakkındaki düşüncelerin nelerdir ?

Bence her oyundan sonra eskisinden daha iyi oluyor ve tecrübe kazanıyor. Mekanik anlamda güçlü bir oyuncu ve adapte olabilen bir yapısı var. Hem taşıyıcı karakterleri kullanırken bir anda daha işlevsel şampiyonları seçtiğini de görebiliyoruz. Benim için en iyi üst koridor oyuncuları birden fazla tarzı üst düzeyde oynayabilen oyunculardır. Görünüşe göre o da buna göre çalışıyor ve bu konuda kendini geliştiriyor.

  • Türkiye’deki birçok başarılı oyuncu farklı ERL’lerde oynamayı yada ara vermeyi tercih etti. TCL takımlarını tercih etmeyen çok oyuncu oldu. Bu durumu neye bağlıyorsun ?

Bence başarılı bir ERL’de oynamak kariyer planlaması bakımından doğru bir hamle çünkü Avrupa’daki kitlenin bir çoğu TCL’i çok fazla izlemiyor. Yani Avrupa’da izlenen yerlerde oynamak mantıksız bir hamle değil.(Hem profesyonellik, hem de maddi açıdan) Buna en yakın örnek 113 olabilir. Önce LFL’de iyi bir performans gösterdi daha sonra kendisine LEC’de şans buldu. Bence günümüzde EUM’da başarılı olmak LCS yada LEC’den teklif almak için en önemli şeylerden bir tanesi. Elindeki teklifleri beğenmeyen oyunculara önerim biraz ara verip kendilerine odaklanıp dereceliye odaklanıp daha güçlü şekilde geri dönmeye çalışmaları. Bu şekilde her zaman %100’leri ile performans gösterebilirler. Eğer güzel teklifleri vardıysa ve buna rağmen ara verdilerse umarım bu zamanı kendileri için verimli geçirirler. Eğer hiçbir şey yapmayıp ara veriyorlar ise bu benim için tembellik demek.

  • LEC,LCS ve ERL’lerde görev aldın, sence TCL ile bu ligler arasındaki temel farklar neler ?

Bence hem Avrupa’da hem Amerika’da Türkiye’ye kıyasla oyuncular üstünde daha doğru yaklaşımlar sergileniyor ve daha çok ihtiyaçları karşılanıyor. Örneğin oyun dışında onlara sağlıklı bir yaşam tarzı, bir düzen kazandırmak için emek sarfediliyor ve çalışma ortamları daha elit ve adapte olması daha kolay ortamlardan oluşuyor. Oyun içinde de ekipmanından tutun koç ekibine kadar çok daha fazla etmen göz önünde bulunduruluyor. Türkiye’de maalesef böyle bir durum söz konusu değil. Geçmişte TCL’de sadece koç olsun diye koçlar ile anlaşıldığı oluyordu, oyuncuların gelişimi hiç ön planda tutulmuyordu. Geçtiğimiz senelerde bazı takımlar bu algıyı değiştirip oyuncuların gelişimini önemsemeye başlasa da çoğunluğun yaptığı şey hala aynı. Yetenekli ve başarılı olmuş oyuncuları bir takıma toplayıp başarının geleceğini zannediyorlar. Ama uyum sorunları ve oyuncuların gelişememesi, takımın büyümemesi gibi sorunlardan dolayı başarısız oluyorlar. Bunun sebebi ise takımların koç ekipleri ile çalışmaması. Yurt dışında koç ekipleri çok daha kapsamlı ve nitelikli oluyor. (Head Coach, Strategic Coach, Positional Coach, Performance Coach, Scouting Analyst, Data Analyst,etc.) League of Legends performans ve takım verimliliğinin üst düzeyde olması gereken bir oyun. Bu elementlerin kaynağı oyuncular ama oyunculardan bu verimi, uyumu ve performansı çıkarmak başka bir sorumluluk.

  • TCL’de çalıştığın sürece herhangi bir problem ile karşılaştın mı ?

Tabi ki bir çok sorunla karşılaştım. Bazen teknik sıkıntılar oldu ekipmanlar (Düşük FPS aldığımız bilgisayarlar, arızalı klavye ve fareler) ile alakalı sorunlar yaşadık. Bazen yönetimin oyuncular ile kurduğu hatalı iletişimin ve oyuncuların bütün ihtiyaçlarının karşılanmamasından kaynaklanan problemler ile uğraşmak zorunda kaldım. Bazen de takım içinde kişilerin ego çatışmaları ve inatları ile ilgili sorunlar yaşadım. Benim açımdan bu problemleri yaşamış olmak bana çok tecrübe kazandırdı ve bunları doğru bir yaklaşım ve koordinasyon ile çözmeyi başardık. O yüzden mutluyum ama bu sorunlar bence hala birçok takımda yaşanmaya devam ediyor ve henüz çözülmedi.

  • Son birkaç yılda TCL oldukça fazla prestij ve değer kaybetti. Sence bu durumun sebepleri neler ?

Bence bunun temel olarak iki sebebi var. Birincisi birçok Türk oyuncunun dereceli oyunlardaki negatif tavırları ve yaklaşımları. Türkiye’de çalıştığım yıllarda her gün başka oyunculardan, koçlardan ve menajerlerden mesaj alırdım. Bana onların kötü davranışlarının ekran görüntüsünü ya da kaydını gösterirlerdi. Bu durumu oyuncularımla konuşarak çözmeye çalışsak da problem hiçbir zaman tam anlamıyla çözülmüyor çünkü diğer ülkelerden insanlar için bu bir problem olarak görülmeye devam ediyor. Bence Avrupa’da çok fazla toksik oyuncu var. Problemin çözülememesinin bir başka sebebi Avrupa’daki insanların Türkiye’deki kültürü anlayamaması. Örneğin Türk oyuncuların normal tepkilerini toksik olarak nitelendirebiliyorlar. İkinci sebep ise uluslararası arenadaki sonuçlar ve scrim performansları. Yakın tarihteki TCL şampiyonları uluslararası arenada çok başarılı sonuçlar ve oyunlar ortaya koyamadı. Ayrıca geçmişteki kadar iyi yapılanmalar ve kadrolarda kurmadılar. Eskiden her takımın kadrosunda iki tane iyi seviyede Koreli oyuncu ve çok yetenekli Türk oyuncular bulunurdu. Artık bu kadar iyi import oyuncular daha sınırlı sayıda oluyor. Türk takımlarda kendi oyuncularını Bu sebeplerden dolayı LEC takımları önceden TCL takımları ile scrim oynamaya sıcak bakıyorken, bakışlarını değiştirip EUM takımları ile oynamaya başladılar.

  • TCL değişiklikleri hakkında neler düşünüyorsun ?

Bence TCL’in Worlds’e katılamaması gerçekten büyük bir darbe ve çok üzücü bir durum. LLA, Brezilya, Okyanusya ve Vietnam’ın hala bir slotu olduğu düşünüldüğünde, TCL’de belli sıkıntılar yaşandığı aşikar. Ama bence TCL’in EMEA’nın parçası olması, Türk oyuncuların kariyerlerini olumlu etkileyecek bir gelişme ve daha fazla uluslararası alanda yükselen kariyere sahip olan Türk oyuncu görebileceğimizi düşünüyorum. Önceden sadece TCL’i kazanan takım uluslararası arenada izlenirken şimdi birden fazla takım ve oyuncu kendini gösterme fırsatı bulabilecek. Ayrıca TCL’in üst seviye takımlarının LEC seviyesine yakın olması rekabetçi ruhu tekrar uyandırabilir ve EMEA’da başarılı olunduğu zaman TCL prestiji yükselebilir ve bu durum yatırımcıların Türk takımlara tekrardan ilgi duymasını sağlayabilir.

  • Sence Riot’un TCL formatı açıklaması, Türk LOL ekosistemini nasıl etkiledi ?

TCL’in açıklamasının izole olmaması ve bütün EMEA bölgesine yapılan değişiklikler ile birlikte açıklanması olumlu bir durumdu. Daha çok yeni format ön planda tutuluyordu. TCL’e LFL ile aynı sayıda slot verilmesi ise Riot Games’in ligin gücüne ne kadar inandığını gösteriyor. Bence 3 slot olması birçok oyuncuyu ve takımı EUM slotu için oynamaya ve yatırım yapmaya ikna etti.

  • Birlikte çalışmaktan en keyif aldığın oyuncu hangisiydi ?

Kariyerim boyunca birçok iyi insan ve oyuncu grubu ile karşılaştım. Sanırım en sevdiğim oyuncu grubu Royal Bandits günlerindekilerdi. Yönetimden, oyunculara herkes birbiri ile gayet iyi anlaşıyordu ve uyumlulardı. Tabi ki tek bir kişi seçmem gerekiyorsa bu kişi Closer olurdu. İkimizin istekleri de, hedefleri de ve belki en önemlisi hedeflere ulaşma şeklimiz bile benzer şekilde idi. Çok çalışarak çaylak birer koç ve oyuncudan, daha iyi seviyelere ulaştık. O başarılı olduğunda bende çok mutlu oluyorum.

  • Closer’ın şu ana kadar ki performansı ve kariyeri hakkında neler düşünüyorsun ?

Onunla gurur duyuyorum. Bence her geçen sene daha da iyi performans gösteriyor. İnsanlar her oyuncunun yıllar geçtikçe daha kötü olduğunu düşünüyor ama bence bu durum Closer için kesinlikle böyle değil. Çok iyi bir lider ve çok iyi bir karakter, çalıştığım genç oyunculara örnek olarak onu gösteriyorum. Umarım kazanmaya devam eder ve hayal ettiği, hedeflediği şeyleri başarabilir.

Bizimle değerli görüşlerini paylaştığı ve zamanını ayırdığı için Dignitas Koçu Ilias “Enatron” Theodorou’ya 5mid.com ekibi olarak teşekkürlerimizi iletiyoruz. Bu tarz röportajların devamı için 5mid.com sitesini takip etmeyi ihmal etmeyip; sosyal medya hesaplarımızdan da takip ederek bu tarz haberlere en hızlı şekilde ulaşabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir