Şampiyon hikayelerini sizler için derlediğimiz serimizde bugünkü şampiyonumuz “Hüzünlü Mumya – Amumu”.
Aslında bugün hikayesini anlatacağım Amumu, tek bir hikayeye sahip değil. Shurima halkı yıllardır Amumu hakkında birçok hikaye üretmiş. Her ne kadar çok fazla hikaye anlatılsa da hepsinin ortak olduğu bir nokta var. Amumu tüm hikayelerin sonunda hep ebedi yalnızlığa mahkum oluyor.
Yalnız olmaya mahkum
Aslında Shurima’lı Amumu, bir arkadaş bulabilmek amacıyla tüm dünyayı dolaşıyor. Sahip olduğu sonsuz lanet yüzünden dokunduğu, sevdiği her şey ölüme mahkum oluyor. Bu yüzden laneti aslında sonsuza kadar yalnız olması da denilebilir. Amumu o kadar uzun bir süredir ortalıkta geziyor ki, uğradığı her yerde yerli halk onun hakkında birçok hikaye uydurmuş.
Karantinadaki imparator
Shurima halkının dile getirdiği ilk hikayede, Amumu soylu ve iktidarda söz sahibi bir ailenin hasta bir bireyi. Hastalığı yüzünden derisi dökülen Amumu, karantinada yaşamak zorunda kalır. Ona arkadaşlık eden tek kişi, duvarların ardından onun ağlamalarına eşil eden hizmetçi kız. Hizmetçi kız ona sarayda yaşanan en son olayları anlatırmış. Bir gün, hizmetçi kız Amumu’ya kötü bir haber vermek zorunda kalır. Amumu’nun hayattaki tek erkek kardeşi de ölmüştür ve tahta geçmek zorundadır. Bu kötü haber yüzünden onu yalnız bırakmak istemeyen hizmetçi kız, Amumu’nun odasına girer ve ona sarılır. Fakat diğer aile üyelerine olduğu gibi kıza da lanet geçer ve kız oracıkta ölür. Hizmetçinin öldüğünü duyan büyükanne, genç ve lanetli imparatora isyan eder. O sırada lanet etkisini gösterir ve Amumu kapana kısmış gibi o ana tıkılı kalır.
Takıntılı ve hırslı
Halkın dilden dile aktardığı bir başka hikayede Amumu’nun zorba olduğundan bahsedilir. Küçük yaşta Shurima’nın başına geçen Amumu, kendisini güneşin kutsadığını söyler ve halkının ona tanrıymışçasına tapmasını ister. İmparator, Angor’un Gözü adı verilen ve kendisine cesur bir şekilde bakan kişiye sonsuz yaşam bahşettiği söylenen kadim bir eşyanın peşindedir. Çok uzun zamandır bunu arayan Amumu, onun bu hırsı yüzünden ölmüş onca kölesinden sonra eşyanın bulunduğu yere gelir. Girişte bir kapı vardır ve genç imparator derhal bu kapının açılmasını emreder. Açılan kapıdan içeri hızlıca giren Amumu, hor gördüğü köleleri tarafından ihanete uğrar. Köleleri fırsattan istifade kapıyı imparatorun ardından kapatmış ve mühürlemiştir. Bazıları, imparatorun yıllarca süren yalnızlığı yüzünden delirip kendi derisini paramparça ettiğini ve bu yüzden bandajlarla kaplı olduğunu anlatır. Kapının ardında Angor’un Gözü’nün bahşettiği sonsuz yaşam yüzünden çok uzun yıllar boyunca yalnız kalır. Ama bir gün yaşanan art arda sarsıntılardan sonra anıt mezar da yüzeye çıkar. Ne olduğunu anlayamayan imparatorun bundan sonra amacı, eskiden yaşattıklarını telafi etmektir.
Yordle kalbi :(
Bir başka hüzünlü hikayede Amumu yine bir hükümdardır. Shurima’nın ilk ve tek yordle hükümdarı olan Amumu, insanlara çok güveniyordur. İnsan kalbinin çok saf ve iyiliklerle olduğunu savunur hep. Hatta bir gün, ona karşı çıkanlara bir şeyler kanıtlamak için ona arkadaş olacak birini bulana kadar sokaklarda dilenci olarak yaşamayı kabul eder. Fakat işler hiç beklediği gibi gitmeyecektir. Sokaklarda yalnızca dolaşan Amumu’ya hiç kimse elini uzatmıyordur. Herkes yanından öylece geçip gidiyordur. Amumu’nun küçük kalbi bunu kaldıramaz ve ölür. Ama yordle imparator için ölüm bir son olamaz. Bazı kişiler geceleri Amumu’nun insanlara olan inancı yüzünden hala çöllerde bir arkadaş aradığını söyler.
Gördüğünüz gibi kadim ve düşmüş Shurima halkının Amumu için anlatacak onca hikayesi var. Ama hangisi yeşil bandajlarla sarılı bu minik yaratığın gerçek hikayesini içeriyor, işte bunu kimse bilmiyor.