League of Legends

Oynuyoruz Ama Biliyor Muyuz? Aatrox ve Hikayesi

Oynuyoruz Ama Biliyor Muyuz serimizin bu bölümünde hem oyun içinde hem de Evren’de çok güçlü olan Darkin Aatrox ve onun ilgi çekici hikayesine bakıyoruz.

Aatrox, Shurima’da Xerath’ın sebep olduğu büyük yıkımdan çok çok daha önce Yükselmiş olmakla ödüllendirilmesine karar verilmiş bir savaşçı. Güneş Kursu’nun gücü sayesinde unutulmaya yüz tutmuş olan ilahi bir varlığın yeryüzündeki gölgesi olacak bu savaşçının altın renginde, şafakta parlayan kanatları vardı.

Aatrox hakkında çok şey anlatılırdı. Her zaman savaşlarda en önde onu görebilirdiniz. Shurima’nın efsaneleşmiş ilah-savaşçıları bile Aatrox’a güveniyor ve onun sancağı altında toplanmak istiyordu. Yüzlerce, binlerce savaşçı onun ardından savaşa girmeyi seve seve kabul ediyordu.

Bu cesur hareketlerinden dolayı artık Yükselmiş olan savaşçı, Kraliçe Setaka tarafından Icathia’da ortaya çıkan isyanı bastırmak için görevlendirilmek istendiğinde tereddütsüz kabul etti. Ama Aatrox bu görevi kabul ederken başına geleceklerden bihaberdi.

Icathia İsyanı ve Hiçlik

Icathia isyanında işler iyice kötüye gitmişti ve Icathia’lı büyücüler, hakkında hiçbir şey bilmedikleri ve savaşı kazandıracağına inandıkları Hiçlik’i serbest bırakmıştı. Bu olay ileride Runeterra evreninde kalıcı bir leke bırakacaktı.

Aatrox ve onun yanında korkusuzca savaşan kardeşleri, bu yapılan hatayı en azından durdurmak için yıllar süren bir savaşa girmişlerdi ve bu savaş sonucunda hiçbirinin eski halinden eser yoktu.  Aatrox gibi Yükseliş’e ermiş savaşçılar kendilerine “Güneşten Doğan” lakabını takmışlardı ve Güneş’ten Doğan’ların ruhu gördükleri karşısında lekelenmişti.

Darkinler

Yıllar sonra Shurima çöktüğünde artık bir imparator ve imparatoriçeleri kalmayan Güneş’ten Doğan’lar sapıttılar ve birbirlerine düştüler. Bu kavgaları bulundukları dünyaya büyük zarar verecek “Darkin Savaşı”nı başlatmıştı. Darkin ismini onlara, savaştan kaçan ve artık Güneş’ten Doğanlardan nefret eden insanlar takmıştı.

Bu büyük çaplı kanlı savaş, Targon Dağı’ndaki Suretler’in hiç hoşuna gitmedi ve onları harekete geçirdi ve Alacakaranlığın Sureti insanlara darkinlerle nasıl başa çıkabileceklerini ve onları nasıl hapsedebileceklerini anlattı. Savaşın Sureti ise insanları bir araya toplayarak darkinlerin karşısına çıktı. Hiçbir şeyden korkmayan gözü dönmüş Aatrox ve orduları, artık kazanamayacaklarını anladılar ve “bin sönmüş güneşten bile daha büyük bir güç” onları kendi silahlarının içine hapsetti.

Gözü dönen darkin

“Şanlı” Aatrox’un silahı artık onun zindanıydı. Yüzyıllar boyunca o hapisten çıkmaya çalıştı ve bu süreçte ölümsüz olması onun en ağır cezası oldu. Neyse ki çok çok sonradan bir savaşçı Aatrox’un artık unutulmuş kılıcını eline aldı ve bu sayede Aatrox ölümlünün aciz bedenini ele geçirdi. Bu bedeni kendi asıl haline benzetmeye çalıştı, bunun sonucunda yeni ölümlü bedeni buna dayanamadı ve öldü.

Sonraki zamanlar boyunca Aatrox bedenini güçlendirmek için ölümlüleri yedi ama hiç tatmin olmadı. Eski şanlı günlerindeki Yükselmiş bedenini nasıl geri alabileceğini öğrenmek için Runeterra’yı karış karış gezdi. Fakat bu lanetin sırrı bir türlü çözülemedi.

Sonunda artık canına tak eden Aatrox’un aklına bir fikir geldi: Eğer kılıcını yok edemiyorsa ve bu bedenden kurtulamıyorsa o zaman ebedi yok oluşu sağlayacaktı.

Şimdilerde Aatrox gittiği her yere ölüm ve kıyım götürüyor. Puslu, kibirli ve hiddetli benliğinin artık tek amacı var: Bu evreni her şey ama her şeyin yok olabileceği eşi benzeri görülmemiş bir kıyamet savaşına körüklemek. Böylece kendisi ve kılıcı da yok olabilecek.

Hobileri müzik dinlemek ve espor olan sıradan birisi \m/.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir