Röportaj

5Mid Özel: Beşiktaş yöneticisi Erman İpci röportajı

Espora adım atan ilk geleneksel spor kulübü olarak Beşiktaş’ın sadece ülkemiz espor sahnesinde değil, dünyadaki sahnede de özel bir yeri bulunuyor. Kurulduğu ilk mevsim KMF şampiyonu olan ve MSI 2015’te ülkemizi temsil eden takım, 2016 Yaz Mevsimi’nde operasyonlarını durdursa da 2017 Yaz Mevsimi’nde League of Legends sahnesine geri döndü.

Beşiktaş’ın bir önceki girişiminde kulübün çok fazla dahil olmadığı biliniyordu. Fakat yeniden kurulan takımda bu sefer işler daha farklı yürüyor. Hem kulüp çok daha aktif bir rol oynuyor, hem de takımın yöneticileri çok daha profesyonel bir alandan geliyor. Biz de mevsim başından beri arka planda kalmayı tercih eden ve işlerin yürüyüşünde önemli bir role sahip olan takımın başındaki isim Erman İpci’ye aklımızdakileri sorduk. Dilerseniz takımın vizyonu, gelecek planları ve sahneye bakış açısının yanı sıra ülkemizdeki espor sektörünü de konuştuğumuz röportajımıza geçelim.

Beşiktaş bir mevsimlik bir aranın ardından espor sahnesine geri döndü. Fakat bu defa takımın yönetimine dair pek bir bilgi de bulunmuyor. Bize de sürekli sosyal medya aracılığıyla yönetimde kimin olduğuna dair sorular yöneltiliyor; Beşiktaş’ın başında kim var, kim ilgileniyor, kulüp yöneticisi midir? Hem bu tür sorulara açıklık getirmek, hem de sizi yakından tanımak adına, Erman İpci kimdir?

Ben Erman İpci, aşağı yukarı on yıl LC Waikiki Group’ta CFO’luk yaptım. Daha sonra geliştirmiş olduğum bir projeyi Türk Hava Yolları’na sundum ve yatırım yapmasını sağladım ve şu anda da o projenin kurucusu ve genel müdürüyüm. Onun dışında mentorluk ve danışmanlık yapıyorum, espor ile ilgileniyorum. Aslında tam olarak espor ile demeyelim, daha çok start-up’lar ile ilgileniyorum. Bu da benim için bir start-up. Beşiktaş Genel Kurul Üyesi’yim. Ama profesyonel bir yöneticiyim. Burada tabii ki duyguları karıştırmamak elde değil, sonuçta heyecanlanıyoruz, fakat şu an yapmış olduğumuz iş maneviyat dışında bir iş. Bunu bir proje olarak gerçekleştiriyoruz. Bu şekilde hareket etmediğimiz takdirde bazen duygusallık devreye giriyor ve başarı engelleniyor. Ben bir yönetici değilim. Yönetim benden profesyonel bir destek almak istedi ve şu anda profesyonelce bir destek veriyorum. Hali hazırdaki konumum Beşiktaşlı oluşum ile bağlantılı değil, tamamen profesyonelliğimden ve yapmış olduğum işlerden ötürü. Daha önce bir şey denenmiş ve yürütmede başarısız olunmuş. Kulüp de kendisinin bunu yapamayacağını bildiği için nasıl bir sistem ortaya çıkaralım ki bu iş başarılı bir şekilde yönetilsin diye düşünerek karar aldı. Beşiktaş Espor için operasyon, oyuncuların alınması, gaming house, diğer stratejiler, organizasyonlar, stat içerisinde yapılacak alanlar, değişik turnuvalara katılımlar gibi konuları genel menajerimiz Mahmut Emin Öncel ile organize ediyoruz.

En çok merak edilen şeylerden birisi de aslında geri dönüş hikayesi. Beşiktaş’ın aklında böyle bir şey var mıydı? Nereden çıktı bu fikir? Süreç nasıl ilerledi?

Kulüp içerisinde tekrardan bu mecrada yer almamızın gerekliliği tabii ki görüşüldü. Aslına bakarsanız kulüp bunu bir pazarlama olarak görüyor. Tekardan espora girmeye karar verildikten sonra iş nasıl yapılacağına geldi. Bu noktada Beşiktaş Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Umut Kutlu bir görüşmemizde böyle bir durum var, yardımcı olabilir misin diye sordu. Elbette seve seve olacağımı söyledim. Fakat benden Beşiktaşlı kimliğimin dışında bir profesyonel olarak destek talep edildi. Sonrasında da anlattığım yapı ortaya çıktı.

Siz de gördünüz kadroda bazı alanlarda sorun yaşadık. Bir çocuğumuz vardı, ben seviyordum ama olmadı. Daha çok tecrübesiz ama ileride ben çok iyi iş çıkaracağı kanaatindeyim Deadly’nin. Adını duyurur, iyi bir oyun vizyonu var. Potansiyeli vardı ama hızlı adapte olması gerektiği durumda olamadı. Biz de başkalarını denedik, en sonunda Sheriff’te karar kıldık. Ben Sheriff’in doğru seçim olduğuna inanıyorum. Son hafta bizim için bayağı stresliydi. Slot hakkının son gün satın alınması, oyuncuların bulunması ve karar verilmesi bizi yordu. Bu gibi hamlelerin çok kısa süre içerisinde yapılma zorunluluğundan ötürü dilediğimiz kadroyu kurmasak da hızlı hareket ettik ve düşüncelerimizin büyük bir bölümünü hayata geçirdik. Mevsim ortasında kadro değişikliğine gitmememizin en büyük nedeni de Yükselme Ligi kurallarıydı. Bildiğiniz üzere lig başladıktan sonra altı maça çıkan herhangi bir oyuncu alt ligde mücadele edemiyor. Dolayısıyla bu da bizim tercih edeceğimiz Türk oyuncu havuzunu ciddi anlamda kısıtladı.

Bunların dışında, evimizi de yetiştirdik. Yansımaları nasıl bilmiyorum ama oyuncularımız Beşiktaş’ta mutluydu. Hem organizasyondan, hem de yaşantılarından. Bu kadar sürede ben iyi bir iş çıkardığımızı düşünüyorum. Yükselme Ligi Finali’ne çıkmak o kadar kolay değil. Sonuç umduğumuz gibi olmasa da hepsini tebrik ediyorum.

Beşiktaş aslında espora giriş yapan ilk geleneksel spor kulübü olmasından ötürü bir öncü kimliğe de sahip. Yine de bu kadar ciddi bir yatırım ile geri dönüş yapan kulübün başkanının espora nasıl baktığı merak ediliyor. Aynı şekilde yöneticilerin de bu konudaki görüşleri bize sürekli soruluyor.

Fikret Orman’ın espora bakış açısı çok iyi. Ne gerekiyorsa yapmaya hazır, kendisinden her türlü istifadeyi alabileceğimizi belirtti. Geçtiğimiz ay uzak doğu seyahatinde de espor ile ilgili bizim adımıza bazı görüşmeler de gerçekleştirdi. Başkan çok destek oluyor, zaten olmasa böyle olmazdı. Beşiktaş tarihinde bir ilk bu; tamamen dışarıdan danışmanın yürüttüğü bir branş. Kulüp bunu başarılı olmak için yapıyor. Bana da destek oluyorlar sürekli. Hatta HWA’ya kaybettiğimiz seriden sonra beni ilk teselli eden kulüp ve yöneticiler oldu. İnanıyorlar çünkü onlar da. Bu bakış açısı ile çok daha iyi yerlere geleceğiz. Hedeflediğimiz doğrultuda ilerliyoruz. Hitap etmek istediğimiz kesimle de güzel bir sinerji yakaladık, bunu daha da geliştireceğiz. Çok güzel projelerimiz var. Şu an için önceliğimiz Şampiyonluk Ligi’ne yükselmek. Sonra projelere hızlıca geçeceğiz. Son dakika dönüşümüz, maçların hızlı bir şekilde başlaması biraz bizi bir miktar tıkadı. Fakat herkesin beğeneceği projelerimizi duyurmamıza kısa bir süre kaldı.

League of Legends anlamında takımın gelecek planları arasında neler yer alıyor?

Baktığımızda başka bir yerde bulunmamız mümkün değil. Yani sadece bu coğrafyada oynayabiliyoruz. Fakat bizim hedefimiz globalleşmek. Beşiktaş dünya markası olmak için çalışıyor. Biz 100 milyon taraftar istiyoruz. Bu amaçla da kulübün bir stratejisi var, biz de bu stratejinin bir parçasıyız. Beşiktaş’a kitleler kazandırmak istiyoruz. Bu hedefi gerçekleştirebilmek için de yurtdışına çıkmamız gerekiyor. Yurt dışına çıkmamız için de Şampiyonluk Ligi’nde şampiyon olmamız gerekiyor. O yüzden bizim her zaman hedefimiz şampiyonluk.

Türkiye’deki League of Legends seyircilerinin gaming house’lara karşı özel bir ilgisi bulunuyor. Bence oyuncuların oyun dışı hayatları hakkında çok az şeyin bilinmesi ve evlerin de özel hayata dahil olması bunun nedenlerinden. Beşiktaş’ın gaming house’una dair de çok az şey biliyoruz. Sanırım Flaxxish’in bir paylaşımı dışında evin içinden herhangi bir görüntü paylaşılmadı. Biraz gaming house’tan bahsedebilir misiniz?

Gaming house’umuz Acarkent’te. 7 odalı, 600 metrekarelik bir ev. Her oyuncumuz ayrı odada kalıyor. İçerisinde sauna, hamam, fitness imkanı var. Havuzlu büyük geniş bir bahçesi bulunuyor. Onun dışında bir catering firması ile anlaştık, yemekler dışarıdan geliyor evde yemek pişirilmiyor. Yine evde servislerin ve kahvaltıların hazırlanmasını sağlayan, temizlikleri yapan bir ablamız var. Her türlü imkana sahipler. Evde hafta sonları barbekü partisi yapıyoruz, oyuncular arkadadaşlarını çağırıyor, ligdeki birçok oyuncu da geldi.

Çok egosantrik gözükmemek için evimiz hakkında çok bilgi paylaşmıyoruz. Dikkat ederseniz sosyal medyada da genelde kedi fotoğraflarımızı görürsünüz. (Gülüyor) Çocuklar seviyor, bahçede de kedi olunca besliyorlar. Bir iki kedi ailemiz var baktığımız. Bildiğiniz gibi oyuncuların yaşadıkları yer çok önemli. Hele ki YL evde oynandığı için güzel bir atmosfer olsun istedik. O yüzden de orada tuttuk evi. Hafta sonları izin günlerinde kimse bir yere gitmek istemiyor. Evde kalıyorlar. Kulüp de çok destek oldu kaynak konusunda. Oyuncular evden memnun, mümkün olduğunca kimseyi almıyoruz dışarıdan. Sadece bu özel günlerde, parti zamanı yabancılar geliyor. Onda da mümkün olduğunca oyun alanlarında değil,  diğer alanlarda ağırlıyoruz. Çünkü orası oyuncularımızın evi, özel alanı, ben bile çok nadiren gidiyorum. Bu tarz bir ev elbette faydalı, yine de önümüzdeki süreçte daha farklı projelerimiz var. Evimiz devam edecek fakat işi biraz daha profesyonelliğe dökmek amacıyla oyun oynayacakları alanları farklı yerlere de konumlandıracağız. Takım otobüsümüz bile var görmüşsünüzdür. Bu hep kulübün desteğini gösteriyor. İnşallah daha da iyi olacak.

Sürekli bir yatırım yapılıyor, büyük markalar giriyor, ciddi transferler yapılıyor. Türkiye’de espor ciddi anlamda gelişiyor. Ama sanki hala istenen yerde değiliz, biraz bebek adımlarımızı atıyoruz gibi bir durum var. Siz sektörün ülkedeki geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce şu anda neredeyiz? Nereye doğru ilerliyoruz?

Ben bu ve önümüzdeki yıl yatırım analizleri ile yatırımcı sayısının artacağını düşünüyorum. Biraz daha profesyonel kurumların ortaya çıkacağı kanaatindeyim. Oyun takımlarının artık ufak ufak değişeceği ve el değiştirip belki marka destekli, belki başka spor kulüpleri olacak şekilde güncelleneceğini düşünüyorum. Çünkü arkanızda bir marka veya kulüp yoksa sponsor bulmak ve işin sürekliliğini sağlamak artık çok kolay değil. O güce sahip bir takım iyi oyuncularla sahneye girip domine edebilir.

Bu sektör anonim değil, bir futbol ya da basketbol gibi değil. Dolayısıyla oyun sahibi firmanın bu işte bütçeleri ciddi çalışıp daha farklı hareket etmesi gerekiyor. Bu ekosistemdeki sponsorları çekecek şekilde hareket etmesi ve işi büyütmek adına yeni oluşumlara sıcak bakması gerekiyor. Öte yandan baktığımızda bu işe yıllarını vermiş birçok oyun takımı ve kişiler var. Onların da sektörde tutulması, devamlılıklarının sağlanması adına bir çalışma yapılması lazım. Yani, yeniler gelirken onlar kaybedilmemeli. Zira onlar bir değer. Hepsinin bence bu oyunun gelişmesinde bu hale gelmesinde çok büyük emekleri var.

Riot Games, Türkiye’de bu ciroları, bu gelirleri elde ediyorsa; 2005’ten bu yana bu işe ciddi yatırım yapan, takım kuran, cebindeki para ile insanları besleyen ve oyuncuları geliştiren kişilere bu hakkın ödenmesi ve bu kişilerin onore edilmesi gerektiğini düşünüyorum. League of Legends penceresinden bakış açım bu şekilde. Espor olarak da bu işin tamamen oyun sahibinin yatırımı ile büyüdüğüne ve geliştiğine ilk elden şahit olduk. Riot bu yatırımı yaptı ve oldu. Diğeri yaparsa diğeri de olur. Bence burada Riot’ın da olmaması lazım, diğerlerinin de olmaması lazım. Olması gereken çok büyük organizasyon firmaları. Bu işin A’dan Z’ye turnuvalarını yöneten organizasyonlar olursa daha sağlıklı bir şekilde sistemin işleyeceği kanaatindeyim. Bu yapılanmaya şu an geçmek hayal gibi gözükse de orta vadede gerçekleşeceğini düşünüyorum. O zaman işler çok daha sorunsuz ve güzel olacaktır.

Yukarıda da bahsettik, Beşiktaş’ın bu sektöre girmesi takımın futboldaki rakipleri Fenerbahçe ve Galatasaray’ın da ilgisini çekti. Zaten GS geçtiğimiz yıl, FB ise bu yıl sektöre adım attı. Bu hamleler hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

Aslında baktığımızda Fenerbahçe henüz girmedi, dernek var. Keşke kulüp burada da olsa ve rekabet etsek, zira çok keyifli oluyor. Galatasaray da kalsaydı iyi olurdu. Şu anda tek spor kulübü olarak devam ediyoruz. Umuyoruz ki futboldaki rakiplerimiz de espor sahnesine gelir ve çekişmeli karşılaşmalar izleriz.

Fikrinizi merak ettiğim diğer bir konu da espora giren markalar ve takımların bu markalarla olan iş birliği. Henüz kimse bunu dillendirmek istemese de çok ciddi bir “balon” algısı var. Bu sadece Türkiye’de değil, dünyada da ciddi anlamda konuşuluyor. Sponsorluk miktarları, oyunculara ödenen paralar gibi rakamları izlenme oranları ve ulaşılan kişiler ile karşılaştırdığımızda bir uyuşmazlık bulunuyor. Sizce bu durum Türkiye’de nasıl? Takımların sponsorlukları hakkında ne düşünüyorsunuz? Örneğin BAUSuperMassive sadece MSI için Carls Jr. ile anlaştı. BJK, 1907 FB ve GS ekipleri Maximum ile çalışıyor. Bunlar sizce doğru hamleler mi? Kısa veya uzun vadede değerlendirebilirsiniz.

Elbette sponsor olmazsa bu iş büyümez, biz de olmayız. Bu tamamen sponsorlukla büyüyecek bir iş. Sponsorların ise fayda sağlaması ve bu sektörde kalması için kendilerine mecra vermek gerekiyor. Sadece isme tabii ki gelmezler, bir kere yaparlar. Bir kere yapılmış sponsorluk sponsorluk değildir.

Beşiktaş Türkiye’de sponsorluklarını en iyi yapan kulüp, zaten en büyük sponsorluk gelirine sahip. Vodafone ile yapılan anlaşma Türkiye tarihinde bir ilkti. Bugün Vodafone’a sorduğunuzda kendileri bu işten inanılmaz mutlu. Çünkü iki taraf da karşılıklı bir fayda sağladı. Bizim yönetimimizin de, başkanın da vizyonu bu. Biz faydasız sponsorluk istemiyoruz. Buradaki en büyük gaye iki tarafın da mutluluğu. Aynı zamanda sponsorlarımızı seçiyoruz. Çünkü fayda verebileceğimiz, destek sağlayabileceğimiz ve büyütebileceğimiz sponsorlar belli. Projemizi oluşturup onlara götürüyoruz, tamamen profesyonelce hareket ediyoruz. Bu noktada hiçbir şekilde Beşiktaşlılığı kullanmıyoruz. Muhatabımız her takımdan olabilir. Çok farklı kişilerle görüştük ettik, hiç uzaktan yakından alakası olmayan firmalar bu işteki mecrayı ölçtü, belki biz olmayacağız ama bizden sonrakiler olacak. Belki bir yıl seyrederler bir sonraki yıl yaparlar. Önemli olan profesyonellerin bu işi anlatıyor olması.

Zaten burada bir emek var, takımlar bir yere gelmiş büyüyor ama bu işi profesyoneller ile harmanlayacak bir sistem yaratılırsa her organizasyon için daha faydalı olur. Takımlarda bu konudaki yetkinlik arttığı sürece işler kolaylaşır. Ben şahsen sektörün ciddi anlamda büyüyeceği kanaatindeyim. Biz de Beşiktaş olarak bu konuda sektöre yardımcı olacağız, destek sağlayacağız.  Tabii bazı markalar taraftarları sokmak istemiyor iletişimine, herkese eşit durmak istiyor. Ama bu camia taraftarlığın futbolda olduğu gibi bir camia değil. Öyle bir kültür yok. Bizim amaçlarımızdan biri de futbolla alakası olmayan belirli bir kitleyi burada yapacağımız işlerle Beşiktaş tarafına çekebilmek. Esporda çok temiz bir iletişim kurmak istiyoruz. En büyük beklentimiz de Riot’ın taraftarlık adına açıklamalar yapan yöneticilere çok ciddi cezalar vermesi. Futboldaki gibi çirkin iletişime giren yöneticilerin bu camiaya alınmaması lazım. Diğer taraflar kirlendi burası kirlenmesin, bu benim şahsi olarak da talebim.

Türkiye’de League of Legends uzun bir zamandır oynanıyor, hatta her yıl yeni oyuncular da bu havuza dahil oluyor. Profesyonel sahne de uzun bir süredir ayakta. Fakat baktığımızda uluslararası anlamda ülkemizin dişe dokunur bir başarısı yok. Sadece bir defa Worlds’e katılabildik, ki onda da galibiyet alamadan döndük. Hep denir ya hani potansiyelimiz var diye, neyi yanlış yapıyoruz sizce? Global anlamda bir başarı elde edebilmek için ne yapmamız gerekiyor?

Bence ülkemiz yetenekli oyuncu bakımından herhangi bir sıkıntı çekmiyor. Eskiden daha farklıydı tabii, fakat benim şu an gördüğüm kadarıyla 15-17 yaş arası yetenekli çocuklar bu işi meslekleri olarak seçebiliyor. Onlar kendilerini geliştirirse neden olmasın? Ama burada sadece oyun yeteneği yetmiyor, başka türlü de yetiştirmek gerekiyor. Bence bizim hatamız da burada yatıyor. Karakter yetiştiremiyoruz. Bu bir takım oyunu ve sivrilen bireyler hemen ego geliştirip düzenin dışına çıkıyor. Bir oyuncu ne kadar yetenekli olursa olsun karakteri düzgün olmadığı sürece bir anlamı yok bence. Karakterli oyuncuları takımlarda tutmak gerekiyor. Bu da takım sahiplerine ve yöneticilere düşüyor. Ekip olma ruhunu koruduğumuz takdirde işler bizim için çok daha kolaylaşacak. Artık  eskisi gibi League of Legends’ta bireysel yeteneğin çok da ön planda olmadığını görüyoruz. Beraber uyum içerisinde olan takımlar şampiyon oluyor.

Koça, analiste ve karaktere yatırım yapmak başarının ilk adımı olacaktır. Bence Türkiye Avrupa’da ve Amerika’da ses getirebilir. Hakikaten de potansiyelimiz var. Futbolda çok zor, ama burada var. Futboldan ders almamız lazım. Orada neyi yanlış yaptıysak burada onları tekrarlamamamız gerekiyor. Hala tartışılıyor bu işin spor olup olmadığı. Çoğu arkadaşım bana da diyor. Evet bakıldığında bedenen yapılan bir harekt içermiyor ama burada sporun tanımına bakmak lazım. Ben sporu rekabet olarak görüyorum. Rekabetin olduğu her yarışma bence spordur. Burada da bir rekabet var, başarı var, mücadele var. Beş yıldır var olan bir spor, futbolun yüz yılda geldiği hale baksanıza. Bu bakış açısına sahip olmak ülkemizi sektörde geriye itebilir.

Futbol örneğinden devam edelim o zaman. Yetmiş milyondan fazla nüfusumuz var ama genç oyuncu yetiştirme konusunda korkunç derecede başarısızız. Aynı şekilde esporda da ciddi bir genç kitle var, fakat altyapıya dair önemli bir çalışma yok. Bu sadece oyuncu anlamında değil, koç, yönetici ve analist gibi dallar için de geçerli. Bazı takımlar akademi adı altında genç oyunculara fırsat tanıyor ama ben bunların sürdürülebilirliğine de inanmıyorum. Genç oyuncuları değerlendirecek bir sisteme ihtiyacımız var. Sizce bu nasıl olmalı? Hangi hamleler yapılmalı?

Biz aslında bu konuya dair bir hamle yaptık, görüşme halindeyiz. Ciddi bir altyapı kuracağız espor ile alakalı. Kulüpte şu an bazı düzenlemeler yapılıyor, bir tesisimiz boşa çıkacak. Bize vereceklerini söylediler. Orayı espor altyapısı olarak konumlandıracağız. Yatakhaneleri olacak, hocaları olacak. Bazı okullarla da görüşüyoruz. Akademik tarafını da geliştireceğiz. Görüştüğümüz okullarda espor ile alakalı stüdyolar ve laboratuvarlar oluşturacağız. Bizler ve oyuncularımız ara ara sunumlar yapacak ve eğitimler vereceğiz. Çalışıyoruz ve yapacağız. Burada Riot’ın bir şey yapması gerekiyor mu? Bence çok da gerekmiyor. Firmalarda böyle bir desteğe ihtiyaç yok. Fakat bir üst kademede federasyon tarzı bir yapı sağlanırsa altyapı için kaynak konusunda yardım alınabilir. En önemli işlerimizden birisi altyapı şu anda. Biz bir spor kulübüyüz, altyapısız olmaz. Aynı zamanda sosyal sorumluluk açısından da bizim için önemli. Bu işten elde edeceğimiz hacmi tamamen yine espora yatıracağız. Sektör ile gelişmemiz bizim önceliğimiz. Altyapı da birkaç aya netleşecektir.

Diğer espor dalları ile de ilgilenecek mi Beşiktaş? Şu an tabii League of Legends ile başlanılması çok doğal. Kulüp diğer oyunlarda da yer almak istiyor mu?

Elbette, diğer oyunlarla da ilgileniyoruz. Orta vadede hepsinde yer almak istiyoruz. Fakat daha çok yeniyiz, diğer takımlarla da görüşmelerimiz devam ediyor. Öte yandan bir kadın takımımız da olacak. Niyetimiz seneye kış aylarına kadın takımımızı yetiştirmek. Beşiktaş olarak kadınların seyircilikten çıkıp daha aktif bir şekilde oyuncu tarafına dahil olmasını istiyoruz. Kısa vadedeki planlarımızı da önümüzdeki aylarda duyuracağız.


Beşiktaş Espor, 2017 Yaz Mevsimi Şampiyonluk Ligi Elemeleri turnuvasında Galakticos ile karşılaşarak rakibine 3-0 yenildi ve Şampiyonluk Ligi hayallerini bir mevsim erteledi. Fakat röportajdan da çıkardığımız üzere kulübün başarısızlık ile küsme gibi bir niyeti bulunmuyor. Ciddi bir yatırım ve önemli projeler ile sahneye tekrar dahil olan Beşiktaş Espor’a biz de önümüzdeki süreç için bol şans diliyor, sektöre yapacakları katkıyı ve gelişmeleri heyecanla bekliyoruz.

League of Legends oyuncusu, aynı zamanda profesyonel sahnenin sıkı takipçisi.

1 Comment

  • Ahmet 18 Ağustos 2017

    Beşiktaş’ın bu sektöre bu kadar profesyonel yaklaştığını görmek cidden göğüslerimi kabarttı. Özellikle Erman Bey’in yaklaşımı çok iyi. Bu iş cidden bu şekilde yapılmalı dedim okurken. Kulübün, esporun arkasında durması ve altyapı çalışmalarına başlanacak olması çok sevindirici. Umarım böyle devam eder. Takım istediği parayı kazanırken biz de kaliteli oyunlar izleriz ve takımın başarısına ortak oluruz.
    Kadın takımı kararı alınması muh-te-şem. En yakın zamanda bu takımın haberlerini de 5mid.com’dan almayı umalım :)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir