Oyun 101: Sandbox Nedir? İnceleme

Oyun 101: Sandbox Nedir?

Oyun dünyasında kullanılan bazı terimleri açıklayıp oyunların mekaniklerine, hikaye anlatımlarına ve iç dünyalarına değindiğimiz serimizin dördüncü konuğu Sandbox olacak.

Yazı öncesi kısa bilgilendirmemizi yapalım hızlıca. Sandbox, anlayabileceğiniz gibi kum havuzu anlamına geliyor ki bu kelime, türü genel olarak açıklamaya yetiyor. Bu janraya ait yapımlar açık veya yarı-açık bir dünyaya ve çizgisel olmayan bir hikayeye sahip, oyuncuya ne yapması gerektiğini söylemeyen ve onu yönlendirmeyen oyunlardır. Yani genel olarak oyunu istediğiniz gibi oynamakta ve şekillendirmekte özgür olduğunuz oyunlardır. Tıpkı kum havuzları gibi.

Güzel bir ön bilgilendirme yaptığımı düşünerek asıl yazıya geçiş yapıyorum.

Sandbox Nedir?

Klasik video oyunları genellikle size bir oynanış, bir hikaye ve değiştirilemeyen bir dünya verir. Ya geliştiricilerin belirlediği yönde ya da farklı bir tarafa doğru ilerler fakat eninde sonunda oyunun size vadettiklerini alırsınız. Sandbox türünde ise işler pek öyle gitmiyor.

Metroidvania türündeki yapımların oyun başladığı anda oyuncuyu istediği yere gitmekte özgür bıraktığını söylemiştik. Haritanın farklı yerlerine dağıtılmış hikayeyi oyuncunun kendisinin bulmasını sağlamak, o janranın ana amacıydı. Sandbox’ın amacı ise oyuncuların, geliştiricilerin hikayesine bağlı kalmadan, kendi hikayesini yaratması.

Bu kategoriye giren oyunlar çok büyük ihtimalle bir açık dünyaya sahiptir çünkü oyun tek bir mekanda geçiyorsa kendi hikayenizi oluşturmanız pek kolay olmaz. Diğer açık dünya oyunlarından farkları ise hem sizi bir hikayeyi izlemeye zorlamaması hem de haritasının değiştirilebilir olması.

Don’t Starve’ı ele alalım. Oyuna başladığınız andan itibaren yapmak istediğiniz şeyi yapmak için serbest bırakılırsınız. Tabii ki amacınız hayatta kalmak ama hangimizin değil ki? Benim oyuna başlarkenki ilk amacım her zaman, kendisine Mahmut diye seslendiğim Glommer’ı bulmak oldu. Çok işe yarayan bir canlı olduğu için değil, yanımda durmasını sevdiğim için.

‘Glommer’

Aynı zamanda Don’t Starve’da haritayı özelleştirebildiğinizi de hatırlatalım. Ağaçları kesiyor, yeni ağaçlar dikiyor, kendinize bir sığınak inşa ediyor ve estetik zevklerinize göre bu sığınağı düzenliyorsunuz. Tıpkı Minecraft’ta yaptığınız gibi.

Yani anlayacağınız Sandbox türündeki oyunların ana olayı ne yapmak istediğinizi kendinizin seçmenizi, kendi hikayenizi oluşturmanızı ve bunları yaparken haritayı düzenleyebilmenizi sağlaması.

Açık Dünya Demek Değil

Bu türü anlattığımda çoğu kişinin tepkisi “Açık dünya oyunlarından bahsediyorsun yani” şeklinde oluyor. Bu tanım oldukça yanlış. Her Sandbox açık dünya olmadığı gibi her açık dünya oyun da Sandbox değildir.

Birçok açık dünya oyunu sizi serbest bırakmak yerine izlemeniz gereken bir yol çizer. Ne yaparsanız yapın oyundan zevk almak veya oyunu deneyim etmek için o yolu takip etmeniz gerekir.

Mesela Far Cry oyunlarını ele alalım. Herhangi bir Far Cry oyunu, sizi ana göreve fayda sağlamayacak hareketler yapma konusunda teşvik etmez. Bitirmeniz gereken bir hikaye vardır ve oyunun temel eğlence mekanizması bunun üzerinedir. Kendi kendinize eğlenmeniz için bir yol sunmaz.

Aynı şekilde Assasin’s Creed oyunları da bu mantıkla çalışır. Her ne kadar yan görevler bulunsa da oyunda bu yan görevler ya ana görevi desteklemek için ya da oyun süresini uzatmak için yerleştirilmiştir.

Başka bir hikayeli açık dünya oyunu olan GTA 5’i ele alalım. Eğer dün yayımladığımız listeyi okuduysanız GTA 5 ve Skyrim’i Sandbox kategorisine kattığımızı biliyorsunuzdur. Peki neden?

GTA 5, her ne kadar devam eden, çizgisel bir hikayeye sahip olsa da sizi hiçbir zaman bu hikayeyi bitirmek için zorlamıyor. Oyun içerisinde istediğiniz gibi davranabilirsiniz ki oyun bunu teşvik ediyor.

Aynı şekilde Skyrim de öyle. Dünya’nın varlığını tehdit eden bir ejderhaya karşı insanlığın tek umudu olsanız da kimse sizi bir kahraman olmanız için zorlamıyor. Ben şahsen evlenip bir aile babası olmayı tercih ediyorum. Belki de annesi.

Bu yüzden bu iki oyunu Sandbox kategorisine katsam da türün gerekliliklerini karşılamadıkları bir yönleri var kendilerinin. Haritayı hakimiyeti. Hem GTA 5’de hem de Skyrim’de, harita veya oyun mekaniklerine etki edemiyoruz. Geliştiriciler ne istediyse o olmak zorunda. Bu da kum havuzu teorisine ters düşüyor.

Şu Oyun Sandbox mı?

Bu soruya cevap vermek bazen oldukça zor olabiliyor. Yukarıda verdiğim iki örnek hakkında konuşalım. Oyun camiasındaki bir çok insan GTA 5, Skyrim ve bunlara benzer oyunların bu janraya girip girmediği konusunda tartışıp duruyor.

Minecraft’ta olduğu gibi harita veya Garry’s Mod’da olduğu gibi oyun mekanikleri üzerinde bir erişimimiz yok. Yine de bahsettiğimiz oyunlar, oyuncuya başka türlerde sunulmayan derecede bir serbestlik sunması sebebiyle bu türe ait olarak anılabilir bence. Çünkü bu serbestlik özelliğini başka bir şekilde açıklamamız şimdilik mümkün değil. Bu yüzden kendilerine bir Sandbox oyun dememizin bir sakıncası olduğunu düşünmüyorum.

Bu bölümümüzün sonuna gelmiş bulunuyoruz. Umarım size Sandbox’ın ne olduğunu yeterince anlatabilmişimdir. Eğer 6 adet Sandbox oyun önerisi almak isterseniz sizi şu yazıya doğru alalım.

Eğer bu yazıyı sevdiyseniz ve önceki bölümleri okumadıysanız şu bağlantıya tıklayarak serimizin üçüncü bölümü olan “Metroidvania Nedir” yazımıza ulaşabilirsiniz.

editor
Oyuncuların buluşma noktası!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir